Fakülteler arasında prestijli bir konuma sahip olan hukuk fakültelerinin prestij kaynağı, yerleşen öğrencilerin yüksek puanlara sahip olmalarından ziyade fakülte eğitiminin tamamlanmasından sonra mensubu olabilecekleri mesleklerin prestij sahibi oluşundan kaynaklanmaktadır. Hukuk fakültesi mezunları avukat, savcı ve yargıç olarak yargı mensubu olur ve meslek hayatlarını sürdürebilirler. Söz konusu mesleklerin bireylerin hak ve özgürlükleriyle ilgili iddia, savunma ve kararları oluşturmaları mesleğin önemini arz etmektedir. Hal böyle olunca da hukuk fakültesinde öğrenci olmak kolay değildir.
Hukuk fakültesinde öğrenci olmak dirsek çürütmek deyiminin somutlaştığı bir durumdur. Kütüphaneler, ders notları, yüzlerce sayfaya sahip kitaplar, binlerce kanun maddesi, Yargıtay kararları, Anayasa Mahkemesi kararları hukuk öğrencilerinin dirseklerinin çürümesine neden olmaktadır. İsimleri okunduğunda bile yorucu gelen bilgi kaynakları meslek hayatları boyunca bedenlerinin ve zihinlerinin bir parçası olacaktır. Yorgunluk ve başaramama korkusu her hukuk öğrencisinin hissettiği, yaşadığı bir duygudur. Yorgunluk, korku ve dirseklerin çürümesi hukukçu olacaklarını kabul ettikleri gün son bulur çünkü hayatın her alanıyla ilgili olan hukuk ile hayatın her alanıyla ilgili olsalar da sosyal hayatta hukuk ile karşılaştıklarını fark etmezler, hukukçu olacaklarını kabul ettikleri gün sosyal hayata baktıkları zaman sosyal ilişkileri hukuk çerçevesinden bakarak zihinlerinde çözümleyebilirler. Çözümlemelerinin doğruluğu eğitimleri devam ettikçe artış gösterecektir. Çözümleme hukuk çerçevesinden bakarak doğru veya yanlış olması önem arz etmeksizin gerçekleştiği zaman hukuk öğrencisi almakta olduğu eğitimi hayatı boyunca taşıyacağını kabul etmektedir. Çözümlemelerinde başarılı olabilmeleri çalışmaları ile doğru orantılıdır.
Hukuk fakültesinde öğrenci olan bireyin, başarılı olabilmek için sosyal ilişkileri hukuk çerçevesinden çözümlemesi gereklidir. Çözümleme de başarılı olabilmek ise hukuk biliminin bilgi kaynaklarını doğru okumaktan geçmektedir. Hukuk kaynaklarında ve özellikle kanunlarda kullanılan kelimeler özenle seçilmekte olup doğru okunması ve anlaşılması gerekmektedir. Hukuk öğrencisinin enstrümanı kanun maddeleridir. Maddelerde bulunan “ve-veya” bağlaçları kanun metninin bütün bir anlamını değiştirdiği gibi çözümleyeceğiniz olayı da yanlış bir şekilde sonuçlandırmanıza neden teşkil edebilir.
Hukuk, sosyal hayatın ve yaşamın her anıyla ilgilenmesi, çalışılacak alan açısından birçok seçeneğe sahip olunmasına neden olduğu gibi bilgi kaynağı açısından da çok geniş bir havuza sahip olunmasına etkendir. Kanun maddeleri bilgi kaynaklarının odak noktası olduğu gibi hukukçuların da enstrümanıdır. Uzun yıllardır solistlik yapan bir kişinin zengin bir repertuara sahip olması tüm şarkıları ezberlediği için değil, uzun yıllardır şarkılarla beraber yaşadığı içindir. Hukuk öğrencisi de kanun maddelerini ezberlemez, ezberlemeye çalışan kimse de kesinlikle hata yapmış olur. Hukuk ile yaşadıkça kanunlar ve hukuk düzenini öğrenir ve hayatının bir parçası olur.
Hukuk fakültesinde öğrenci olmak, yukarıda değinilen hususların bireyin öğrencilik serüveni içerisinde her an yaşayacağı bir gerçek değildir. Ara sınav ve dönem sonu sınavları yaklaştıkça hukuk öğrencisi kütüphanelerde vakit geçirirken sosyalliği azalacaktır. Üniversite kantin ve kafelerinde kurulan arkadaşlıklar hukuk öğrencileri arasında kütüphanelerde, dersliklerde, amfilerde ve not alışverişlerinde kurulmaktadır. Sınavlara yakın yoğun bir çalışma temposu tutan hukuk öğrencileri için vazgeçilmez bir sosyalleşme imkanı yaratan “derslere devam zorunluluğunun bulunmaması” ayrıcalığı diğer fakülte öğrencilerinin imrendiği bir hukuk fakültesi gerçeğidir. Bu imkan sınavlara uzak tarihlerde hukuk öğrencisinin boş zamanlarını oluşturmakta ve derslere gitme sorumluluğunu öğrencinin kendi hür iradesine bırakmaktadır.
Hukuk fakültesinde öğrenci olmak, bireyin sosyal çevresi tarafından hukukla ilgili birçok soruya maruz kalmasına neden olacaktır. Arkadaşlarından veya büyüklerinden kendisine hukuk ile ilgili yöneltilen sorulara cevap verdikçe insanların hukuk hakkında bilgi sahibi olmadıklarını çok hızlı bir şekilde idrak edecektir. Başka fakültelerde okuyan arkadaşlarının hukuk derslerinden muzdarip olduklarını dinleyecek ve “çok sıkıcı” sözcük grubunu her seferinde duyacaktır. Hukuk fakültesinde eğitim gören birey, ailesi tarafından gururlanılan bir evlat olarak parmakla gösterilir niteliğe kavuşmaktadır. Öğrencilerin ailelerinden sık sık duyduğu “dıdısının dıdısının çocuğu nereleri kazanmış” cümlesinin öznesini oluşturan bir kimse de hukuk fakültesinde öğrenci olan bireydir.
Hukuk fakültesinde öğrenci olmanın kolay olmadığını belirtmek gerektiği gibi düşünülen dereceden de zor olmadığını belirtmek gerekir. Hukuk fakültesinin zorluğu çalışmadan aşılamayacaktır ancak çalışmak tek başına yeterli olmayacaktır. Çalışmanın yanında hukukçu olacağını ve hukuku öğrenmenin gerekli olduğunu kabul etmek gerekir. Hukuk fakültesinde öğrenci olmak, sabır ve okumak gerektiren bir süreçtir. Sosyalleşmenin zor olmadığı, öğrenciliğin tadının çıktığı bir bölümdür.