Stanford iklim bilimcisi Rob Jackson, yeni kitabı Into the Clear Blue Sky: The Path to Restoring Our Atmosphere’da, Michelangelo’nun Sistine Şapeli’ndeki Kıyamet Günü fresklerinin restorasyonuyla “iklim restorasyonu” kavramı arasında bir paralellik kuruyor. Restoratörlerin fresk üzerinde yüzyılların kirliliğini göstermek amacıyla bıraktıkları küçük kara lekeleri örnek alarak, Jackson atmosferin metan gibi kirleticiler açısından sanayi öncesi seviyelerine geri döndürülmesinin mümkün olduğunu vurguluyor. Bu restorasyon, gezegenin geleceği için önemli bir başarı olarak 0.5 °C bir ısınma azaltımı sağlayabilir.
Jackson’ın kitabı, bilimsel araştırmalar, kişisel deneyimler ve politika önerilerini harmanlayarak, küresel temiz enerji geçişindeki zorlukları ve başarıları öne çıkarıyor. Ailesinin gazlı cihazlardan elektrikli cihazlara geçişi ve birçok uluslu enerji şirketinin on yıl içinde fosil yakıtlar portföyünü büyük ölçüde yenilenebilir enerjilere dönüştürme hikayesini paylaşıyor. “İklim umutsuzluğundan iklim onarımına” olan bu yolculuk, atmosfer restorasyonunun mümkün olduğuna dair iyimserliğini yansıtıyor, ancak bunun ömrü boyunca gerçekleşmeyebileceğini kabul ediyor.
Jackson’ın tarif ettiği iklim restorasyonu kavramı, Endangered Species Act’e benzer; bu yasa türleri korumakla kalmaz, aynı zamanda onları sağlığa kavuşturmayı hedefler. Benzer şekilde, Jackson atmosferi onarmak, gelecek nesiller için daha sağlıklı hale getirmek gerektiğini savunuyor. Ancak bu hedefin sadece teknolojik çözümlerle değil, aynı zamanda özellikle daha zengin ülkelerde tüketimin azaltılmasıyla sağlanabileceğini kabul ediyor. Elektrikli araçlar gibi ilerlemelere rağmen, herkesin ABD’deki tüketim oranında tükettiği bir dünyada sürdürülebilirliğin mümkün olmayacağını vurguluyor.
Çevresel ilerlemenin genellikle engellenen partizan bölünmelere değinen Jackson, ABD’de temiz hava ve temiz su yasaları gibi büyük çevre yasalarının iki partili olduğunu hatırlatıyor. Sağlık ve güvenlik endişelerinin, insanları politik sınırların ötesinde birleştirebileceğini ve kamu sağlığını da iyileştirecek iklim çözümlerini benimsemeye teşvik edebileceğini düşünüyor.
Jackson, iklim sorunları ve çevresel adalet arasındaki kesişimi de vurguluyor. En zengin %1’in fosil karbon emisyonlarına dünya nüfusunun yarısından fazlasından daha fazla katkıda bulunduğunu, ancak fosil yakıt kirliliğinden en çok etkilenenlerin yoksul ve renkli insanların olduğunu belirtiyor. Temiz enerji geçişinin bu adaletsizlikleri düzeltme ve herkes için çevresel kaliteyi artırma fırsatı sunduğunu düşünüyor.
İklim eylemlerinin yavaş ilerlemesi ve politika yapıcılar arasındaki kayıtsızlığa rağmen, Jackson iyimserliğini koruyor. Öğrencilerini, son yüzyılda hayat süresindeki artıştan su ve hava kalitesindeki iyileşmelere kadar dünyanın birçok açıdan nasıl geliştiğini fark etmeye teşvik ediyor. Kurşunlu benzinin yasaklanmasının ardından çocukların kanındaki kurşun seviyelerindeki büyük azalma ve ABD Temiz Hava Yasası’nın devam eden yararlarını, hedeflenmiş düzenlemelerin kamu sağlığı üzerindeki önemli etkilerinin örnekleri olarak gösteriyor.
Kaynak: https://news.stanford.edu/stories/2024/07/clear-blue-sky-moving-climate-despair-climate-repair