Yüzyılın sorusu değil mi? Bir grup insan lider özelliklerinin doğuştan ve genlerle gelen özellikler olduğuna inanıyor, başka bir grup insan eğitimle, sunulan olanaklarla liderliğin geliştirilebileceğine inanıyor, hatta bunu istatistiksel verilerle de destekliyor (İllinois Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre lider özellikleri konusunda genetic % 30 etkiye sahipken, öğrenilen davranışların etkisi % 70), farklı bir grup insan da konuyla uzaktan yakından ilgili değil, önemli olan hayatın devam etmesi diye düşünüyor.
Bundan 5-6 yıl önce soracak olsanız, benim cevabım lider olunmaz, doğulur olurdu, çünkü liderlik özelliklerinin insanın içinden geldiğine ve hiç bir şart ve koşulda geliştirilemeyeceğine inanırdım. Son dönemde yaptığım çalışmalar, okuduklarım ve kendi yarattığım sentezlerin ardından, bu fikrimin tam zıt yönde değiştiğini söyleyebilirim.
Yeni fikrim tam da şöyle bir cümlede vücut bulur hale geldi: Herkes lider doğar, kimi lider özelliklerini kullanarak bunu yaşama yansıtır, kimi bu özellikleri hiç kullanmadan körelmelerine izin verir. Ne zaman ki bu özellikleri geliştirmek üzere bir farkındalık yakalanır ve üzerinde çalışmaya başlanır, işte o zaman lider olunur.
Yaşamda davranışlarımızı şekillendiren üç tane ana alan var. Bunların ilki doğuştan getirdiklerimiz – yani biraz genetik, ikincisi yaşam koşullarımız – yani yaşamda karşımıza çıkan ortam, koşullar, insanlar davranışlar, sonuncusu da yaşam ve çevre koşullarına, yani karşımıza çıkan durumlara verdiğimiz bireysel tepkilerimiz.
Başlangıçta dedim ya herkes lider doğar, kimi olur kimi olmaz diye, işte doğarken cebimizde olan liderlik özellikleri yaşam koşulları ve bizim onlara verdiğimiz tepkilerle ya köreliyor ya da gelişiyor. İyi haber, körelse bile, özde olduğu için tekrar öğrenilebiliyor ve öğrenildiğinde de yeniden kullanıma geçiveriyor.
Liderlik ilk anda biraz daha iş yaşamı ya da topluluk yönetimi ile eşleşiyor olsa da, aslında en özünde bakmamız gereken konu bireysel liderlik, yani kendi yaşamlarımızın lideri olmak konusu. Çünkü kendi yaşamımızın ve kendi bedenimizin içinde lider olduğumuzda, aile içinde, arkadaş topluluğunda, çalıştığımız kurumlarda lider olmak ve tam da olması gerektiği ve istediğimiz gibi kendimizle ve çevremizdekilerle uyumlu ve geliştirici bir yaşam sürmek çok kolaylaşıyor.
Aslında üzerinde durulması gereken konu en öncelikle kendimize doğru atacağımız güçlü bir bakışta gizli. Acaba bireysel liderlik konusunda nasıl görünüyorum sorusunun cevabını buldurtacak bir bakış. Sonrasında da zihnimizin içinde bir gezinti, acaba liderlik özelliklerinin gelişimi konusunda inancım ne? İstersem yaparım yönünde mi, yoksa ya doğuştan varlardır, ya da yoklardır yönünde mi? İşte bu sorunun cevabı çok kritik, çünkü inançlarımız değişim yolumuzun önündeki kapılar. Ya kendiliğinden açılırlar, ya da sonsuza dek kapalı kalırlar. Bütün bunları fark ettikten sonra da, hangi özellikleri geliştirmek, neleri dönüştürüp değiştirmek beni ve yaşadığım hayatı ve içinde bulunduğum çevremi olumlu etkiler sorusunun cevaplarını vererek, bireysel liderlik yolcuğumuzda yol almak lazım.
Bana göre tamamı farkındalıkla ve davranıştaki değişimi yakalamakla güçlenecek ve zaten her birimizin içinde var olan liderlik özelliklerinin bir kaç tanesini hatırlayarak bitirmek isterim bugünkü yazımı:
- Güvenilir olmak
- Güçlü iletişim becerilerine sahip olmak
- Kendine güvenmek
- Verdiği sözlerin arkasında durmak
- Olumlu davranış biçimi sergilemek
- Yaratıcı fikir ve çözümler geliştirmek
- Sezgilere güvenmek
- Başkalarına ilham vermek
- Gelecek odaklı ve sonuç odaklı düşünebilmek
- Duyguları yönetebilmek
- Karşıdakileri anlayabilmek
- Kendini iyi tanıyan bir birey olabilmek
Mutlu haftalar dilemeden önce, sizlere sorsam; yukarıdaki özellikleri de göz önünde bulundurarak düşünecek olsanız, sizler bu konuda neler söylersiniz, lider olunur mu, yoksa doğulur mu? Cevaplarınız benim için değerli.
Mutlu haftalar…