Nature Communications’da yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, daha önce hem ergenlik hem de yaşlılıkta dejenerasyona duyarlı olduğu belirlenen savunmasız bir beyin ağı üzerindeki genetik ve değiştirilebilir etkileri araştırdılar. 45 yaş üstü 40.000’den fazla Birleşik Krallık Biobank katılımcısının beyin taramalarını analiz ederek, demans için 161 risk faktörünü ve bunların yaşın etkilerinin ötesinde bu spesifik beyin ağı üzerindeki etkilerini araştırdılar.
Araştırmacılar bu faktörleri kan basıncı, kolesterol, diyabet, kilo, alkol tüketimi, sigara içme, depresif ruh hali, iltihaplanma, kirlilik, işitme, uyku, sosyalleşme, diyet, fiziksel aktivite ve eğitim dahil olmak üzere 15 geniş gruba ayırdı. Değiştirilebilir risk faktörlerini (demans riskini azaltmak için yaşam boyunca değiştirilebilecek olanlar) belirlemeyi ve bunların hassas beyin bölgeleri üzerindeki etkilerini anlamayı amaçladılar.
Araştırmayı yöneten Profesör Gwenaëlle Douaud, bu beyin bölgelerinin diyabet, trafiğe bağlı hava kirliliği ve alkol tüketimi gibi belirli risk faktörlerine karşı savunmasız olduğunu vurguladı. Bulgular, bu beyin ağını etkileyen çeşitli genetik varyasyonların kardiyovasküler ölümler, şizofreni, Alzheimer, Parkinson hastalıkları ve hatta yeni bir keşif olan XG kan grubu antijenleriyle ilişkili olduğunu gösterdi.
Simon Fraser Üniversitesi’nden yazarlardan Profesör Lloyd Elliott, hem X hem de Y cinsiyet kromozomlarında yer alan XG kan grubuna ait genleri içeren bölgedeki genetik bulguların önemini vurguladı; bu, genetik araştırmalarda sınırlı bir anlayışa sahip bir alan.
Diğer bir yazar olan Profesör Anderson Winkler, değiştirilebilir her risk faktörünün savunmasız beyin ağının dejenerasyonuna benzersiz katkısını değerlendiren çalışmanın kapsamlı yaklaşımını vurguladı. Yaş ve cinsiyetin etkileri göz önüne alındığında, en zararlı üç faktörün: diyabet, hava kirliliği ve alkol olduğu ortaya çıktı.
Kaynak: ox.ac.uk