İspanya denilince aklınıza ne gelir; tarihi yapıları, katedralleri, Endülüs mimarileri, yumuşak şarapları, renkli sokakları ve esmer dolgun kızları. Markamızda dünyanın sayılı güzelliklerinden olan bir İspanyol adasında İbiza’da İspanyanın bütün bu güzeliklerini elbiseleriyle dünyaya yansıtmak için Thomas Meyer tarafından oluşturuldu. Thomas 1900lü yılların başında İsviçreden ispanyaya göç etmiş Zürih’in aristokrat ailelerinden Meyer ailesine mensuptu. Büyük İspanyol ressam Picasso’nun bir sözü vardır ‘İnsan ne kadar büyük ruhlu olursa, aşkı o kadar derin bir şekilde duyar’. Thomas Meyer’in de en büyük aşkı, tutkusu her insanın bireyselliğini ve benzersizliğini yansıtan farklı bir şey yaratmak ve bulunduğu coğrafyanın güzeliklerini dünyaya yansıtmaktı, Thomas bu tutkusunu tasarladığı giysilerle gerçekleştirmek için 1984 yılında henüz yirmili yaşlarının başında ‘DESİGUAL’ markasını kurdu.
Desigual kurulduğu dönemde cesur ve renkli 80’ler dönemi kapanırken, 90’lı yıllarda moda dünyasına minimalizm akımı hakim oluverdi. 80’ler cinsellik başta olmak üzere çoğu açıdan tutucu bir dönemken 90’lar moda için yeni bir yapılanma dönemi oldu. Gösterişin hava atmanın yerini sokaklarda gezen sıradan görünümlü insanlar almaya başladı. Bu geçiş döneminde markamız merkezine kot ceket üretimini aldı. Bunu da diğer büyük markaların kullanmadığı, satmadığı kotları, düğmeleri ve derileri kullanarak çok düşük maliyetlerle yaptı. O işe yaramayan malzemelerden pirinç düğmeler ve manşetlerde deri aplikler içeren bir ceket yarattı. Bu ürün o günlerde devrim niteliğinde oldu ve Desigual’in moda dünyasında tanınmasını sağladı. 90’lı yılların başında ekip bünyesine bugünlerin parlayan moda yıldızlarından olan ‘Hani Peret’ katıldı. Peret ceketin sade tasarımını bir adım ileri götürerek o günlerin popüler figürlerinden olan Mickey Mouse ve Donald Duck gibi çizgi film karakterlerinin logolarını ceketlerine işleyerek ürün portföyünü arttırdı.
Marka
hızla büyüdü 2000 li yıllarda ispanyanın hemen hemen her tarafına mağazalar
açtı. İspanyanın en popüler markalarından biri haline geldikten sonra 2005
yılında dünyanın moda başkentlerinden olan Paris’te İspanya dışındaki ilk mağazasını
açarak uluslararası bir marka olma yolundaki ilk adımını attı. Daha sonraları
Paris, New York, Londra, Berlin ve İstanbul gibi metropollere mağazalarını
açtı.
Markanın genel müdürü ‘Manuel Jadraque’ amaçlarının ‘dünyadaki her insanın gardırobuna en az bir Desigual eşyası koymak’ olduğunu açıklayarak sektörde ne kadar iddialı olduklarını ortaya koydu. Desigual 2012 yılında 60 ülkeye yayılarak marka kariyerinin zirvesine çıktı. Marka müdürü Jadraque frene basarak strateji değişikliğine gideceklerini ‘Artık daha az ülkeye odaklanıp ancak bulunduğumuz ülkelerin insanlarına daha fazla odaklanmayı planlıyoruz. Asya pazarına girmeyi tercih etmiyoruz’ açıklaması yaptı. Ardından şu anda mallarının yaklaşık yüzde 80 ini Çin ve Hindistan’dan tedarik eden Desigual’ın, kaliteyi iyileştirmek için Avrupa’daki üretimi artırmayı planladığını da açıklayarak artık markanın dümenini kültür ve gelir seviyesi yüksek insanlara çevirdiğini söyledi. 2013 yılında İspanya’da baş gösteren ekonomik krizde birçok giyim firması kepenk indirirken, Desigual bu krizden güçlenerek çıktı. 2017 yılında 4.000 kişilik ekibine 1.000 yeni personel ekleyerek marka büyümeye devam etti. Desigual 2020 yılında 60’a aşkın ülkede 320 mağazası, 169 milyon Euro’luk ihracatıyla dünyada kulvarının en önemli giyim firmalarından biri oldu. Bütün bunlardan öte Desigual İspanyanın coğrafyasını, güzeliklerini elbiseleriyle dünyaya taşıyarak hayatımızı renklendirmeye devam ediyor. Teşekkürler Desigual …