Küresel çapta ve bütün alanlarda ezberleri bozmuş, yeni bir normal hayata bizi sürüklemiş olan Covid-19 virüsü ekonomik alanda da bizi büyük bir krize doğru sürüklemeye başlamıştır. Elbette bu krize doğru gidişin engellenmesi için birçok ülkedeki kişi ve kurumlar farklı ekonomi politikaları sundular. Yapılan öneriler arasında en dikkat çeken öneri ise konvansiyonel finans sitemine kıyasla henüz çok yeni bir finansal sitem olan faizsiz finans sistemidir.
Faizsiz Finans siteminin geride bıraktığı 60 yıllık tecrübesine baktığımız zaman bugün gelinen noktada önemli bir büyüme trendi yakaladığını ifade edebiliriz. Özellikle Covid-19 virüsünün ekonomik etkilerine çözüm üretmek için gündeme gelen önerilerden biri olması da faizsiz finansın yükselen trendini daha da ileriye getirmiş ve dikkatleri üzerine toplamıştır.
Ben de küresel anlamda dikkatli bir şekilde incelenen faizsiz finans sistemi ile alakalı bazı alt başlıkları araştırmaya ve yazmaya karar verdim. Bir önceki yazımda ilk olarak faizsiz finans enstrümanlarını anlatmıştım. Bu yazımda ise ABD ve İngiltere’deki faizsiz finans çalışmalarından ve bu iki ülkenin bu alanda geldikleri noktadan bahsedeceğim.
ABD’de Faizsiz Finans
Amerika Birleşik Devletleri, çok başarılı bir şekilde kontrol edilen ve çok ciddi oranda gelişmiş bir karma ekonomik sisteme sahiptir. Nominal açıdan baktığımızda dünyanın en büyük ekonomik gücüne sahip olan ABD aynı zamanda dünyanın GSYİH’sının %22’sini oluşturmaktadır. Bunların yanında aynı zamanda dünyanın en büyük doğalgaz ve petrol üreticisi konumundadır. Kişi başına düşen milli gelir açısından da en iyi dokuzuncu ülkedir. Aynı zamanda dünyanın en büyük 500 şirketinin 128 tanesi Amerika Birleşik Devletleri merkezlidir. Bütün bu ekonomik göstergelere baktığımız zaman ABD kuşkusuz finansal hizmetler ve sermaye piyasaları açısından dünyanın en önemli aktörlerinden bir tanesidir.
Ekonomik açıdan her alanda büyük oranda gelişmiş olan ABD birçok ülke tarafından tercih edilmeye başlamış faizsiz finans sistemi konusunda da elbette kayıtsız kalmamış ve bu alanda da çalışmalar yapılmıştır. Ülkedeki Müslümanların nüfusunun genel nüfusa kıyasla azınlık durumda olması katılım bankalarının sayısının çok sınırlı olmasına sebep olmuştur. Fakat Dow Jones gibi birçok endeks sağlayıcı tarafından, İslami endeksler ve yatırım fonları oluşturulmuştur. Aynı zamanda hem ABD hem de uluslararası piyasalardan önemli oranda fon akışı sağlanmaktadır. Tüm bunlarla beraber finansal hizmetler açısından büyük bir potansiyele sahip olan ABD İslami Finans Piyasası’nda son 15 yılda milyarlarca dolarlık işlem gerçekleştirmiştir. Müslüman nüfusun oranının %1 olmasına rağmen gerçekleşen hacmin büyüklüğü dikkat çekicidir.
Ancak ABD’de her ne kadar finansal anlamda faizsiz finans işlemleri yapılsa da faizsiz finans alanında gerçekleştirilmiş herhangi bir resmi politika bulunmamaktadır. Fakat bunun nedeni ABD’nin faizsiz finans sistemine olan tepkisinden dolayı değil anayasalarında herhangi bir dine ayrıcalık verilmesi ve müdahil olunmasına izin verilmemiş olmasından kaynaklıdır. Bundan dolayı gerek ABD hükümeti gerekse eyaletler faizsiz finans alanında herhangi bir düzenleme gerçekleştirmemiştir. Ama bu durum ABD’de faizsiz finans çalışmaları yapmaya herhangi bir kısıtlama ve engel getirmemiştir.
1980’li yıllarda Washington’da “Amana Funds” ve aynı tarihte Kaliforniya’da “American Finance House Lariba” kurulmuş ve bu iki kuruluş ABD’nin faizsiz finans alanında çalışma yapmaya başlayan ilk kuruluşlarıdır. Bunlar genellikle ev finansmanı ve bireysel yatırımcılar için kurulmuş küçük çapta kuruluşlardır. 1980’li yıllarda bu tarzda küçük ölçekte çalışma yapan kuruluşların yanında, ilerleyen yıllarda katılım bankacılığı alanında hizmet veren “University Bank, Devon Bank, HSBC, Cole Taylor Bank, Lincoln State Bank, RomAsia Bank” gibi katılım bankaları kurulmuştur.
Tüm bunların yanında da bence ABD ‘de faizsiz finans açısından en dikkat çeken çalışma 1999 yılında Dow Jones’un ilk İslami hisse senedini yayınlamasıdır. Bugün gelinen noktada ise Amerika Birleşik Devletleri’nde her geçen gün faizsiz finans alanındaki çalışmalar hem pratik hem teorik açıdan devam etmektedir. Aynı zamanda ABD’de bulunan katılım bankalarının sayısı ve işlem hacmi artmaktadır.
İngiltere’de Faizsiz Finans
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki “Avrupa ülkeleri arasında faizsiz finans endüstrisinde en önde gelen ülke İngiltere’dir.” Aynı zamanda sadece Avrupa ülkeleri açısından değil tüm ülkeler ile kıyasladığımız zaman bu alanda en ciddi çalışmaları yapan aynı zamanda faizsiz finans alanında lider ülke olma isteğini en açık ve net şekilde ifade eden ülkelerden biridir.
İngiltere’de faizsiz finans alanındaki çalışmalar 1980 yıllarına kadar dayanmaktadır. İlk olarak 1982 yılında İngiltere’nin ilk faizsiz finans kurumu olan “Al Baraka International” kurulmuştur. Aynı zamanda bu zaman dilimlerinde İngiliz finans piyasalarında murabahaya dayalı işlemler yapılmaya başlamıştır. 1990 yılları içerisinde ise “United Bank of Kuwait” gibi Orta Doğu merkezli faizsiz finans kurumları kurulmaya başlamıştır. Ancak 2000’li yıllara kadar bu kurumlar yüksek maliyetli işlemler yapmasından dolayı sürdürülebilir bir hal alamamış ve faaliyetlerini bitirmişlerdir.
2000’li yıllar içerisinde ise İngiltere’de faizsiz finans alanında daha güçlü aktörler sahneye çıkmış “HSBC, Citi Group” gibi güçlü konvansiyonel bankalar faizsiz finans işlemleri yapmaya başlamıştır. 2001 yılında ise İngiltere Merkez Bankası kendi bünyesinde faizsiz finans çalışma grubu oluşturmuş ve bu finansal sistemi mercek altına almaya başlamıştır. 2003 yılında, Hazine Bakanlığı faizsiz finans için bir çalışma grubu oluşturmuştur. 2004 yılındaysa İngiltere’nin ilk bireysel katılım bankası olan “Islamic Bank of Britain” kurulmuştur. Zamanla faizsiz finans alanında faaliyet gösteren banka sayısı artmış “Abu Dhabi Islamic Bank, Al Rayan Bank, Bank of London and the Middle East, Gatehouse Bank ve QIB UK” gibi katılım bankaları kurulmuştur. Ayrıca konvansiyonel bankacılık hizmetlerini sürdüren “ABC International Bank, Ahli United, Bank of Ireland, Barclays, BNP Paribas, Bristol & West, Citi Group, Deutsche Bank, IBJ International London, J. Aron & Co., Lloyd’s Banking Group, Royal Bank of Scotland, Standard Chartered, United National Bank ve UBS” gibi bankalar da faizsiz finans alanında çalışmalar yapmaya başlamıştır. İngiltere’de gerçekleşen tüm bu faizsiz finans çalışmaları özellikle de 2013 yılında İngiltere’de gerçekleşen Dünya İslami Finans Forumu’nda dönemin İngiltere Başbakanı David Cameron’un konuşmasında bu alanda küresel çapta lider olmak istediklerini belirtmesiyle beraber İngiltere’deki yapılan faizsiz finans çalışmaları ciddi oranda hızlanmış ve artmıştır.
Aslına bakarsanız Londra’nın finans merkezi olarak kazandığı büyük prestij ve Orta doğu ülkeleri ile arasındaki saat farkının az olması ,güçlü finansal sistemleri ve büyük sermayeleri sayesinde faizsiz finans alanında ilerleyen zamanlarda dünyada lider konuma gelme ihtimalleri bizleri çok şaşırtmamalıdır.
Şunu da
hatırlatmalıyım ki faizsiz finans alanında ülkemizde de çok ciddi çalışmalar
gerçekleşmektedir. Aynı zamanda her ne kadar İngiltere bu alanda dünyanın lider
konumunda olmak istese de şu an bu alanda en ciddi çalışmaları yapan ülke
Malezya’dır. O zaman tam bu sırada bu
yazımı bitirirken bu yazıdan sonra da Türkiye ve Malezya’da faizsiz finans
başlıklı yazımı hazırlamaya başlamalıyım.