Madencilik Faaliyetleri Yüzlerce Canlı Türünün Yok Olmasına Sebep Oluyor

Cambridge Üniversitesi bünyesinde yapılan yeni çalışma, temiz enerji altyapısı için hayati öneme sahip metaller ve minerallere yönelik küresel talebin, 4.642 omurgalı türünü risk altına soktuğunu iddia ediyor. Lityum ve kobalt gibi malzemeler, güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve elektrikli araçların üretimi için kritik öneme sahip olsa da bu minerallerin çıkarılması genellikle biyolojik çeşitlilik açısından zengin bölgelerde gerçekleşiyor. Bu alanlar, eşsiz türler ve habitatlarla dolu olup, madencilik faaliyetlerinden dolayı ciddi tehdit altına giriyor.

Cambridge ve Sheffield Üniversitelerinden araştırmacılar tarafından yürütülen çalışma, madencilik ve taş ocakçılığı faaliyetlerinin, çıkarım alanlarına yakın yaşayan türler için doğrudan tehdit oluşturduğunu, ayrıca su kirliliği, ormansızlaşma ve diğer çevresel bozulmalar yoluyla uzaktaki türleri de dolaylı olarak etkilediğini vurguluyor. Yaklaşık 2000’den fazla tatlı su türleri, özellikle balıklar, en fazla etkilenenler arasında yer alıyor. Diğer savunmasız gruplar arasında sürüngenler, amfibiler, kuşlar ve memeliler, özellikle de küçük yaşam alanlarına sahip olanlar bulunuyor.

Malezya’da bulunan Bent-Toed Gecko türü, yaşam alanının tamamını yok edecek kireç taşı ocağı nedeniyle neslinin tükenme riskiyle karşı karşıya olan çarpıcı bir örnek. Çimento üretimi için gerekli olan kireç taşı ihtiyacı, kireçtaşı açısından zengin ortamlarda yaşamaya uyum sağlamış birçok başka türü de tehdit ediyor. Çalışma, “savunmasız, tehlikede veya kritik tehlikede” olarak sınıflandırılan türlerin, mineral çıkarımından orantısız bir şekilde etkilendiğini ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) verilerini kullanarak risk altındaki türlerin yerlerini haritalandırdı ve en büyük tehditleri oluşturan madencilik türlerini belirledi. Sonuçlar, And Dağları, Batı ve Orta Afrika, Güneydoğu Asya gibi bölgelerde madencilik faaliyetlerinin biyolojik çeşitlilik açısından zengin alanlarla örtüştüğünü ve bu bölgelerdeki maden yoğunluğunun özellikle yüksek olduğunu gösteriyor.

Birçok tür için hayati önem taşıyan su yolları, madencilikten ciddi şekilde etkileniyor. Madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik, geniş alanları etkileyerek nehirler ve sulak alanlardaki su akış düzenlerini değiştirebiliyor; bu da Hint Kayıkçıkuşu gibi türleri yırtıcılara karşı daha savunmasız hale getiriyor. Ayrıca, Gana’daki küçük ölçekli altın madenciliği, cıva kirliliği yoluyla önemli kuş habitatları için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Madencilik endüstrisinin hızla büyümesiyle artan küresel talep karşılanırken, çıkarılan ürünlere olan bağımlılığımız çevremiz için kritik sonuçlara sebep olabiliyor. 2022 yılında endüstrinin gelirinin 943 milyar dolar olarak tahmin edildiği ve bu büyümenin devam etmesi bekleniyor.

Araştırmacılar, özellikle kirlilik kontrolüne odaklanarak madenciliğin çevresel etkisini azaltmak için acil eylem çağrısında bulunuyor. Ayrıca, geri dönüşümü ve malzemelerin yeniden kullanılmasını önceliklendiren döngüsel ekonomilerin geliştirilmesinin, yeni çıkarım ihtiyacını azaltmada önemli olduğuna dikkat çekiyorlar.

Çalışma sadece omurgalı türlere odaklanmış olsa da araştırmacılar madenciliğin bitkiler ve omurgasızlar için de büyük riskler oluşturduğuna inanıyor. Çalışmanın bulgularının, mineral çıkarım ihtiyacı ile biyolojik çeşitliliğin korunması arasındaki dengeyi sağlamaya yönelik gelecekteki politikalara rehberlik etmek için önemli bir ilk adım olduğuna inanıyorlar.

Cambridge Üniversitesi’nden raporun baş yazarı Profesör David Edwards, temiz enerji talepleri ile biyolojik çeşitliliği koruma ihtiyacı arasında denge kurmanın zorluklarına, “Madenciliği sürdüreceğimize dair hiçbir şüphe yok. Tüm medeniyetimiz madencilik ürünlerine dayanıyor. Ancak bu ürünleri çıkartırken dünyamızı da düşünmek zorudayız, nihayetinde sebep olduğumuz çevresel gerilimler var. Araştırmamız, madencilik sektörünün öngörülen büyük genişlemesi ortasında biyolojik çeşitlilik kaybını önlemek için hayati bir ilk adımdır” sözleriyle dikkat çekti.

 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here