Harvard’a bağlı Massachusetts Genel Hastanesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen yakın zamanda yayınlanan çalışma, konuşma sırasında insan beyninin karmaşık işleyişini anlamamızı sağlıyor. Gelişmiş beyin kayıt tekniklerini kullanan çalışma, konuşurken kullandığımız kelimelerinin beynimizdeki nöronlarla nasıl bir bağlantı içerisinde olduklarını inceleyen çalışma Nature dergisinde yayınlandı.
Çalışma ünsüzler ve sesli harfler gibi konuşma seslerinin seslendirilmeden önce beyinde nasıl kodlandığını ve bunların dil üretimi sırasında nasıl birleştirildiğini ayrıntılarıyla anlatan kapsamlı bir harita sunuyor. Bu atılımın konuşma ve dil bozukluklarının anlaşılması ve tedavisinde önemli etkileri olabilir.
MGH ve Harvard Tıp Fakültesi’nde beyin cerrahisi alanında doçent olan makale yazarlarından Ziv Williams, doğal konuşma üretiminde yer alan bilişsel süreçlerin karmaşıklığına dikkat çekiyor. Konuşmanın görünüşteki kolaylığına rağmen beynimiz, kelime seçimi, ifade planlaması ve seslendirme dahil çok sayıda karmaşık ve zor adımı oldukça hızlı bir şekilde gerçekleştirir.
Araştırmacılar, MGH’de öncülük edilen son teknoloji Neuropixels problarını kullanarak, dil işleme için çok önemli bir bölge olan prefrontal korteksteki tek nöronların aktivitesini kaydetti. Bulgular, konuşma üretimi ve anlamaya adanmış farklı nöron gruplarının olduğunu gösteriyor.
Örneğin, bazı nöronlar belirli ses birimlerinin eklemlenmesinden önce aktif hale gelirken, diğerleri ses birimlerinin heceler halinde birleştirilmesini temsil ediyor.
Araştırmacılar, bireylerin üreteceği konuşma seslerini, bunları söylemeden önce doğru bir şekilde tahmin ederek, sentetik konuşma üretebilen yapay protezler veya beyin-makine arayüzleri geliştirme potansiyelini ortaya koyuyor. Bu yenilik, konuşmayı ve dili etkileyen nörolojik bozuklukları olanlar da dahil olmak üzere çeşitli hastalara çözüm olabilir.
Araştırmacılar ileriye dönük olarak karmaşık dil süreçlerini daha derinlemesine incelemeyi, bireylerin kelimeleri nasıl seçtiklerini ve bunları tutarlı cümleler halinde nasıl birleştirdiklerini keşfetmeyi amaçlıyor. Konuşma ve dilin altında yatan sinir devrelerini çözerek, bu ağlardaki kesintilerle karakterize edilen nörolojik bozuklukların tedavilerini ilerletmeyi umuyorlar.
Kaynak: Harvard
