3. Dünya Savaşı

“Üçüncü dünya savaşını bilmem ama dördüncü dünya savaşı taşlarla ve sopalarla yapılacak.” – Albert Einstein

Son günlerde artık daha yüksek sesle dile getirilen bir gündem var. Aslında konu ne kadar haber değeri taşısa da kimse bu konu üzerinde rahatça konuşamıyor. 3. Dünya Savaşı. Herkesin hemen kulak kabarttığı bu konunun en kaygı verici başlığı ise: Nükleer Savaş!

Dünya tarihinde nükleer silah iki kez kullanıldı. İki kullanımı yapan da Amerika Birleşik Devletleri oldu. Amerika iki kez Japonya’ya karşı kullandı bu acımasız silahı. Bu iki saldırıda yüzbinlerce insan saniyeler içinde hayatını kaybetti.

Dünya tarihinin en kara günlerinden olan bu saldırılar aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nın da sonunun gelme sürecini başlatmıştı. Bu savaşta ölen insan sayısı ise 50 milyondan fazla idi. Bu sayı bazı kaynaklarda 80 milyona kadar çıkıyor. Savaşın başladığı yıllarda dünya nüfusu 2 milyar civarındaydı. Kabaca 2. Dünya Savaşı’nda dünyadaki her 25 insandan biri hayatını kaybetti.

Tarihteki son dünya savaşının bu sonuçları gerçekten ürkütücü. Peki ya 3. Dünya Savaşı çıkarsa neler olacak. 1940’lı yıllarda dünyada 2 milyar insan yaşarken bugün 7 milyarın üstünde insan yaşıyor. Dünya nüfusunun 2020 yılında 8 milyarı, 2030 yılında 9,5 milyarı geçeceği ve 2050 yılında ise 12 milyara ulaşacağı öngörülüyor.

3. Dünya Savaşı bazı yorumculara göre neredeyse başladı. Verdikleri adres ise daha çok Ortadoğu. Bu savaşla ilgili fütüristik yorumların sayısı oldukça fazla. Bunlardan ikisi ise dikkat çekici. Savaşın net olarak başladığının anlaşılmayacağı. Diğeri ise savaşın nükleer bir güç gösterisi haline gelmesi durumunda milyarlarca insanın ölebileceği hatta insanların dünyada hayatta kalmasının çok zor olacağı.

taarruzucaklari
Kaynak: Fight Global

Dünyada neredeyse her gün 100’lerce insan çatışmalarda ölmekte. Bu çatışmalar ise genelde iç savaşlarda oluyor. Dünyada şu an hiçbir ülke fiilen bir başka ülke ile resmi bir savaş halinde değil. Bu iç çatışmaların çoğunda ise dünyanın egemen devletleri taraf durumunda. İşte kaygı da burada başlıyor. Bu egemen devletler birbirine karşı fiilen savaş pozisyonuna geçerse ne olacak?

Dünyadaki silah varlığı çok fazla arttı, işte bir örnek: Dünyadaki taarruz uçakları sayısına baktığımızda en fazla taarruz uçağı olan ilk 10 ülkenin elindeki uçak sayısı 15 binden fazla.

Asıl Tehlike Nükleer Silahlar

Dünya konvansiyonel silah ve savaş tekniklerinde oldukça ilerledi. Dünya üzerindeki ülkelerin neredeyse tamamının füzeleri, tankları, savaş uçakları var. Birçoğunun deniz altıları var. Bir kısmının da savaş gemileri var. Peki nükleer silahlarda durum ne. Bu sorunun cevabını vermeden önce dünyamız için önemli adımlar atan ülkelere değinelim. Bu ülkeler ellerinde nükleer silah yapma teknolojisi olmasına rağmen nükleer silah yapmamam kararı alan ülkeler. İşte onlar:

“Avustralya, Avusturya, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Macaristan, İrlanda, İtalya, Japonya, Hollanda, Norveç, Polonya, Slovakya, Güney Kore, İspanya ve İsveç”

Bir de elindeki nükleer silahları fesheden veya ülkelerinden çıkartan ülkeler var. 1993 yılında Güney Afrika, nükleer silahlarını söken ilk ülke oldu. Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından 1995 yılında, Belarus, Kazakistan ve Ukrayna, uluslararası anlaşmayı imzalayarak, topraklarındaki bütün nükleer silahları Rusya’ya iade ettiler.

Cezayir, Arjantin ve Brezilya nükleer programlarını terkederken, Romanya’nın nükleer silah geliştirme planı, Nikolay Çavuşesku rejiminin çökmesiyle sona erdi.

Libya, kendi bombasını üretmek üzere gerekli malzemeyi edinmek yerine Çin’den nükleer bomba alma girişiminde bulundu, ama 1999 yılında, Afrika’nın nükleer silahlardan arındırılmasını öngören Pelindaba Anlaşmasını imzaladı.

ww3_3

Şimdi dünya için en tehlikeli silahları elinde bulunduran ülkelere bakalım.

İngiltere

Elinde şu anda 200 adet nükleer silah olduğu bilinen İngiltere İkinci Dünya Savaşı sırasında ilk atom bombasını üretmek için ABD’yle işbirliği yaptı. Savaşın ardından da, ABD’nin diğer ülkelerle bilgi paylaşımını durdurmasının ardından da, kendi nükleer silahlarını yaptı.

Fransa

Elinde 350 adet nükleer silah olduğu bilinen Fransa 1950’lerin sonunda nükleer silah üretti ve ilk bombayı 1960’ta test etti. Soğuk savaşın sona ermesinin ardından nükleer caydırıcılığını küçülterek, bazı füze sistemlerini söktü.

Hindistan

Elindeki nükleer silah sayısının 40’tan fazla 100’den az olduğu bilinen Hindistan’ın havadan ve füze sistemleriyle nükleer silahları 2.500 kilometre menziline ateşleme kapasitesi var. Menzili arttırmak için çalışmalar yaptığı biliniyor. Nükleer kapasiteye 1974 yılında ham nükleer malzemesini test ederek ulaşan Hindistan, bu test sırasında Kanada’nın yardımıyla kurulan nükleer reaktörde elde edilen plütonyumu kullandı. 1998 yılında da 3 ayrı test gerçekleştirdi. Hindistan sivil amaçlı nükleer enerji programında Rusya’dan yardım alıyor. Bazı uzmanlar, aynı teknolojinin nükleer silah geliştirilmesinde kullanılmasından endişe ediyor.

İran

Elinde nükleer silah olmadığı düşünülen İran, uranyum zenginleştirme programına geçtiğimiz yıllarda arttırdı ve bazı uzmanlar, bunu başarmasının daha uzun yıllar alacağını düşünüyor. İran’ın nükleer hevesi aslında eskilere uzanıyor. Rusya, İran’a nükleer santral kurulması konusunda yardımcı olurken, İran’ın kısa ve orta menzilli füze üretiminde yardım aldığı ülkeler, Çin, Kuzey Kore ve yine Rusya.

İsrail

Uzmanlar, İsrail’in 100 ila 200 arasında füzeye sahip olduğunu düşünüyor. Ayrıca, İsrail ordusunun savaş başlıklarını savaş uçakları ve sahip olduğu üç denizaltıdan biri aracılığıyla ateşleyebileceği sanılıyor. İsrail’in nükleer programının 1950lerin başında başladığı ve ilk bombayı da 1967 yılında ürettiği tahmin ediliyor. 1986 yılında, Mordehay Vanunu adlı nükleer mühendisinin anlatımları sonucu, İsrail’in nükleer programının sanılandan daha ilerde olduğu ortaya çıktı.

Pakistan

Elinde 50’ye yakın nükleer silah olduğu düşünülen Pakistan, 1998 yılından bu yana beş nükleer test yaptığını söylüyor. Havadan ateşleme ve füzeyle silahları kullanma kapasitesi var. Bazı uzmanlar füzelerle başlıkların tam olarak monte edilmediğini, savaş başlıklarının ana parçadan ayrı bir yerde depolandığını iddia ediyor.

Çin

Elinde 400 nükleer silah olduğu tahmin edilen Çin, nükleer silah üretimine 1950’lerde, Sovyetler Birliği’nin yardımıyla başladı. Sovyet yardımı 1960’larda sona erdi, ama Pekin yönetimi, hem ulusal güvenlik kaygılarıyla hem de Çin’in uluslararası saygınlığını sağlamak için nükleer planlarını sürdürdü. Şu ana kadar gerçekleştirdiği 46 testten ilki 1964 yılında yapıldı. Çin’in 20’si uzun menzilli kıtalararası ve menzilli 13 bin kilometreye ulaşan balistik füze olmak üzere 400 nükleer silaha sahip olduğu belirtiliyor.

Rusya

Elinde bulundurduğu 8600 nükleer silahla dünyanın ikinci büyük gücü olan Rusya ilk atom bombasını 1949 yılında geliştirdi ve test etti. Sovyet nükleer güçlerinin gelişmesi, 1950’ler ve 1960’larda yapılan dev teknoloji yatırımlarına dayanıyordu. 1953 yılında, dönemin Sovyetler Birliği ilk hidrojen bombasını patlattılar ve izleyen yıllarda, balistik füzelerle bilgisayar ve güdümlü füzeler geliştirdi. Sovyetlerin cephaneliği 1986 yılında doruğa ulaştı. 1989 yılında eski Sovyet cumhuriyetleri, depolarındaki füzeleri ve silahları Moskova’ya iade etti.

ABD

Elindeki 10640 nükleer silahla dünyanın en büyük nükleer gücü olan ABD, Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı bombalarla, savaşta bu silahları kullanan tek ülke. Soğuk savaş döneminde, ABD, Rusya’yla birlikte nükleer silah kapasitesini hızla arttırdı. Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından, Rusya’yla sahip olduğu sıcak ilişkiye rağmen, ABD hala 10 binden fazla nükleer başlığa sahip. 1945 ila 1992 yılları arasında ABD 1030 nükleer silah testi yaptı. Son dönemde, ABD, daha küçük, taktik amaçlı nükleer silah üretimini ele aldı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here