Kurum Kültürü Nedir?

Kültür, toplumların kendine has olan değerleridir ve insan içinde yaşadığı toplumun kültürüyle büyüyüp beslenir. Kültürümüz bizi diğer toplumların yaşayış biçimlerinden, davranışlarından, değerlerinden ayırır ve bu sebeple kültürler ait oldukları toplumları diğerlerinden farklı kılar. Bu da farklı kültürler arasında inanç, kural, millet gibi konularda çeşitli çatışmalara sebebiyet verebilmektedir. Çeşitli çatışmalar da beraberinde insani değerlerin yitirilmesine, ilişkilerin bozulmasına sebep olmaktadır.  Yani farklı kültürlere sahip kişilerin bir arada bulunması zor olabilmektedir. Tam da bu noktada yazımın ana konusuna geçiş yapıp ‘’Kurum Kültürü’’ne değinmek istiyorum.

Farklı kültürler arasındaki çatışma her ortamda görülebilen bir durumdur. Bu durumun en aza indirgenmesi gereken ortamlardan biri ise resmen ikinci evimiz haline gelen çalıştığımız kurum yani iş ortamımızdır. Verimli işlerde bulunabilmek için çalıştığımız yere gönülden bağlı olmak, iş arkadaşlarımızla aramızda büyük pürüzlerin çıkmaması gerekir. Birbirinden farklı kültürlerden doğacak olan sorunları engelleyebilmek adına çalıştığımız kurum tarafından edinmemiz gereken alışkanlıklarımız oluşur. Çünkü birbirinden farklı olan kültürlerin aynı potada eritilmesi gerekir. Bu noktada devreye ‘’kurum kültürü’’ girer. Kurum kültürü, herhangi bir kuruma özgü davranışları, inançları ve alışkanlıkları kapsayan bir bütündür. Kurum kültürünü o topluluk içinde yaşayan insanların paylaştıkları norm, değer, inanç ve tutumlar oluşturur. Sonradan kazanılır, yöneticilerin aktarımı ile ortaya çıkar. Kurum kültürü öğrenilebilir, yenilenebilir, sürekli ve değişkendir.

Prof .Dr. Z. Beril Akıncı Vural ‘’Kurum Kültürü’’ adlı kitabında kurum içi ilişkilerin doğası yani işyerinde çalışanların birbirine olan davranış şekilleri bir diğer deyişle kurumun sosyal sermayesinin önem arz ettiğini ifade ediyor. Bununla birlikte örgütsel verimliliğin sadece yapı, süreç ve teknolojik değişikliklerle değil, başarının esas kaynağı olan ‘Önce İnsan’’ felsefesiyle ve bilinçli, güçlü bir kurum kültürüyle gerçekleşeceğinin altını çiziyor.

Kurum kültürü sayesinde çalışanlar birlik beraberlik içerisinde organize olurlar. Bu aidiyet duygusuyla bütünleşirlerken doğal olarak kendilerini o kurumun bir parçası hissederler ; işlerini başarı odaklı verimli ve etkin şekilde gerçekleştirmelerinin karşılığında başarıya ulaşırlar. En iyi ve en başarılı firmaların ortak özelliklerinin hep kurum kültürü ve insan kaynakları ile ilgili olduğunu gösteren Amerika’daki araştırmalar da bu durumu kanıtlamaktadır.

Kurum kültürü 4 tipten oluşur: Rol kültürü, güç kültürü, görev kültürü ve kişi kültürü. Araştırmalarım sonucunda edindiğim bilgilerle kısaca bu türlerden bahsedeyim. Rol kültürü statüyü baz alır ; iş tanımları, işe eleman alma, işle ilgili kurallar, anlaşmazlıkların giderilmesinde kullanılacak iletişim prosedürleri ve kıdemli yöneticiler tarafından koordine edilen hiyerarşi ve otorite tanımları üzerinde durmaktadır. Güç kültürü hiyerarşiyi baz alır, böl-yönet kuralı hakimdir; statü , denetim , itaat gibi kavramlar ve dikey iletişim ortaya çıkar. Görev kültürü çabuk adapte olunabilen, işin bitirilmesi üzerinde duran ve tüm bireyleri örgütsel hedefler doğrultusunda birleştiren kültürdür. Kişi kültüründe ise bireysellik hakimdir, kararların paylaşılması ihtimali düşüktür ; esas amaç kendi kişisel hedeflerini kuvvetlendirmek, geliştirmek ve ortak özellikleri paylaşmaktır.

Kurum kültürüyle ilgili tüm bu bilgilerden yola çıkarak işletmelere ne gibi faydası olduğu sonucuna da rahatlıkla varılabilir: Çalışanların işlerine daha iyi konsantre olup efektif bir şekilde iş ortaya koymalarını sağlar ve şirketin bıraktığı imaj güzel olur. Örneğin, çalışanlar markanın pazarlamasını başarılı bir şekilde yaptıktan sonra satışlar artar ve şirket büyüme yolunda ilerler. ‘’Bir dayanağım olsun tüm dünyayı yerinden oynatırım’’ diyen Archimedes bu durumu özetler. Çünkü tüm dayanağı kültürel değerleri, insan kaynakları ve onlarla kurulan iletişim olan bu firmaların rakiplerini her açıdan geride bıraktıkları görülmektedir ; gücünü kendi çalışanlarının sadakatinden, zekasından alan ve kendine özgü bir kurum kültürü yaratan firmaların başarısını aynen taklit etmek olanaksızdır.

Görüldüğü üzere kurum kültürü her zaman var olan bir kültür çeşididir. Fakat önemli husus farklı kültürlerin sevgi ve saygı çerçevesinde birleşmeleriyle var olması durumudur. Yani asıl hedef sevgi ve saygıyı kombine ederek yaşamı idame ettirmektir. Erich Fromm’un dediği gibi ‘’Eğer sevgi bir çiçekse saygı onu koruyan saksıdır. Çiçek solmaya başlamışsa dikkat edin saksı mutlaka çatlamıştır.’’

PAYLAŞ
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi 1.sınıf öğrencisiyim.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here