Öğrenmenin Geleceği

öğrenmenin geleceği

Son zamanlarda popüler bir kavram var “Future of Learning” yani “Öğrenmenin Geleceği”. Burada eğitim sisteminden, ne kadar kötü olduğundan falan bahsetmeyeceğim. Benim aslında asıl önemsediğim ve aklımı kurcalayan durum şu; “İnsanlar Gelecekte Nasıl Öğrenecek?”.

Günümüzde teknoloji hayatımıza iyice entegre olmuş ve damarlarımızın içine kadar işlemiş durumda. Artık girdiğimiz ortamlarda, arkadaş toplantılarında insanlar yüz yüze bakmayı bırakarak telefonlarına, tabletlerine yoğunlaşmış durumdalar. Bu kadar bağımlılık tabii ki insanı hafiften geriyor ve gelecek ile ilgili olarak bazı soru işaretlerini kafasında oluşturuyor.

Ayrıca, anne babalar, çocuklarını oturtmak ve başlarını ağrıtmaması için ellerine telefonları, tabletleri vererek o çocukları uyuşturuyor ve yapmaları gereken çocukluk misyonunu onlardan çalıyorlar..

Akıllı telefonlarla akılsız nesiller yetiştiriliyor maalesef.

Tabi bu kadar olumsuz konuştuk, bu işin olumlu hiç mi yok kardeş? diyebilirsiniz.

Mutlaka bu işin olumlu yönleri var.. Artık bilgiye ulaşmak o kadar kolay ki, herhangi bir bahaneye sığınmanız çok zor.  Farklı işlerinizi, bilgisayar başına geçmeden, saniyelik işlemlerle halledebilmektesiniz.

Anlatmak istediğim aslında şu; “Bu işin dengesi yok mu?”

Tabii ki var!

Kişinin kendi içinde bu dengeyi tutturabilmesi çok önemli.. Dijital Çağın Kölesi Olmak mı? Yoksa Dijital Çağı Kendi Hizmetkarı Yapması mı?

1- Araştırma Ruhu asla kaybedilmemeli (Basit Bir Google Taraması, Araştırma Değildir)

2- Otodidakt (Kendi Kendine Öğrenme Alışkanlığı Edinilmeli (Gelecek Otodidaktizm ile İyi Gelecek)

3-Yazılı kaynakları e-pdf olarak değil, basılı olarak okumayı öğrenme zorunluluğu (Zorunlu ihtiyaçlar haricinde tabii)

4- Teknolojinin Gelişmesiyle size dayatılan teknoloji bağımlılığını avantaja çevirmek için eski ve yeni sentezini kendi iç dünyanızda yapabilmelisiniz.

5- Öğrenilmesi ve yapılması gereken çok şey olduğu için “Yazılı Kaynak” ihtiyacı olmasa olmazımız.. Tablet unutur Kalem Unutmaz 🙂

6- İşlevsizleşen ve köreltici dijital içerik reddedilmeli…

7- Dijital çağın yanında getirdiği inanılmaz bilgi kirliliğinden korunma gerekliliği.

İşte dengeyi kurmak bu kadar basit :)…

İşin şakası bir yana, geldiğimiz noktada bu alışkanlıkları değiştirmek çok kolay gibi görünmese de, ileriye dönük aksiyon planları almak, bizim E- Öğrenme süreçlerinden daha fazla faydalanabilmemiz, kendimize ve çevremize katma değer sağlamamız adına çok önemli…

Özellikle dünyada hiçbir zaman güncelliğini yitirmeyen “AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR” prensibine bağlı kalmak, çocuklarımıza bu alışkanlıkları daha küçük yaşlarda entegre edebilmek önemli..

Ama biz ellerimizde, tablet telefon birbirimizin yüzüne bakmazken, çocuklarımıza bunları nasıl aşılayacağız?

Buda benim en çok merak ettiğim konulardan bir tanesi…

Gelecek Akıllı Olursak Güzel Gelecek…

Saygılar…

Kaynak:Orkun Teke