İnovasyon iş dünyasında son zamanların moda kavramlarından sadece birisi. Şirketlerin dilinden düşmeyen bu kavrama gelin bir de bambaşka bir perspektiften bakalım. İnovasyon denince akla ilk gelen yenilik kavramıdır.Fakat inovasyonun temelini aslında şu 3 kelime oluşturmaktadır: “creativity (yaratıcılık), invention (icat) ve commercialization (ticarileştirme)”
Mühendislerin yeni icatlar, ürünler yaratırken; işletmecilerin ise ürünlerden kar elde etmesi gerekir. Thomas Edison’un “Müşterilerin satın almayacağı ürünler üretmeyeceğim.” diye konuyla ilgili çok ünlü bir sözü vardır.
İnovasyonda markaların bir çekirdek nokta etrafında toplanarak diğer süreçlerin ise konsepti oluşturduğunu biliyor muydunuz? McDonalds, Starbucks veya Iphone sizce yalnızca bir ürün müdür? Amerika’da 20 yy. başlarında plaza çalışanları öğle arasında İtalyan restoranlarında uzun saatler sipariş sırası bekliyorlardı ve yemek siparişlerini diledikleri gibi yiyemiyorlardı, öğle molalarının çoğu uzun kuyruklarda geçiyordu. Piyasadaki bu eksikliği faydaya çeviren fırsatçılar, müşterileri bu durumdan kurtarmak için pratik, hızlı, lezzetli fast-food kavramıyla böylelikle Amerikanları tanıştırdılar. McDonalds pazardaki bu boşluğu doldurarak dünya devi olmayı başardı. “Save Time” çekirdek noktası çerçevesinde bir konsept inşa ettiler.
Starbucks’ın çekirdek noktası ise markanın mottosu “You can easily change your own coffee” dır. Markaların misyonu ile de birebir özdeşleşen çekirdek nokta olarak ele aldığımız context kavramı inovasyonun bel kemiğidir.
Starbucks kahve bardaklarının üzerine yazdıkları isimler ise müşterilerini özel, değerli hissettirmek için yaptıkları bir tür pazarlama stratejisidir bir bakıma.
Eminim ki birçoğumuzun farkına bile varmadığı kahve bardaklarının dökülmesini önleyen kapaklarında yazan “Caution Hot Content!” yazısına dikkatinizi çekmek isterim.
Mağazalar, kahve bardakları, çalan müzikler, ortamın kokusu, masaların dizilişi ve diğer tüm ayrıntılar content’i yani parçacıkları oluştururken hayatımızda böylesine yer edinen inovasyonu siz de keşfetmeye ne dersiniz 🙂