Anı yaşamak mı? Anın fotoğrafını çekip paylaşmak mı?” Sizce hangisi?
Anı yaşayanlardansanız fotoğraf çekip sosyal ağlarda paylaşmak aklınıza gelmez, keyfini sürersiniz.. ve fakat; anı yaşamadan hemen fotoğraf çekip paylaşmaya koyuluyor ve sürekli beğeni ve yorumlara gebe bir gün geçiriyorsanız evet siz sosyal medyanın kölesisiniz” diyor İletişim Uzmanı Pınar Pişirgen..
Teknoloji, akıllı telefonlar, tabletler ve dahası artık hayatımızın vazgeçilmezleri..
Doğru kullanıldıklarında hayatımızı son derece kolaylaştıran bu cihazların bir de yan etkileri var ki ‘bağımlılık’. Ve bu bağımlılıkla gelen iletişimsizlik, içine kapanma ve konuşma organımız olan ağızdan çok ellerin işlemesi insanlar arası yüz yüze iletişimin baş düşmanıdır.
Sosyal medya bağımlılığı, kişiyi tamamen kendisine köle edici bir etkiye sahiptir. Öyle ki; beğeni sayısı ve uzayıp giden ama hiçbir işe yaramayan arkadaş listesi ile kendini motive eden ve bu durumlara endeksli mutlu olan insanlar var. Öyle sanıyorum ki; önümüzdeki yıllarda durum daha da vahim bir hal alacak ve tedavisi en zor psikolojik rahatsızlıklardan birisi olacaktır. Eğer herhangi bir maddeye, sigaraya ve hatta şans oyunlarına bağımlı olarak yaşıyor ama kurtulmak istiyorsanız uzman yardımı ve tedavilerle bunlar mümkün ve uzaklaştırılmanızın yolları var, tedavi edilebilir durumlardır. Öte yandan sosyal medyanın ve telefon bağımlılığının hastası olmuşsanız durum daha da zorlaşıyor çünkü telefon ve internet her saniye elinizin altında. Her saniye erişebilir olma durumu da, bağımlılıktan kurtulmayı bir o kadar zorlaştıran tek durumdur.
Aile içi iletişimi, sosyal çevrenizi, iş arkadaşlarınız ile iletişiminizi ve hatta evliliğinizi bile son derece olumsuz etkileyebilecek kadar güçlü bir bağımlılıktır ‘sosyal medya bağımlılığı’.
Durumu sadece gençlerin üzerine yıkmaya çalışmak da son derece yanlıştır. Çünkü en az gençler kadar anne babalar da bağımlılar. Sabahtan akşama kadar çocuğunun fotoğraflarını, yaptığı keki, pastayı, neredeyse her dakikasını paylaşan bir anne ile, yine akşamdan geceye kadar tüm zamanını internet karşısında geçiren bir baba da maalesef ki çoktan bağımlı olmuşlardır. Evin içinde dolaşan küçük çocuklara son derece yanlış model olduklarının da farkında değillerdir.
En ufak bir internet kesintisinde son derece gerginleşiyor, endişeye kapılıyor ve çözüm arayışına geçerken gerçek hayatınızı unutabiliyorsanız siz de bir sosyal medya kölesisiniz. Albert Einstein’ın dediği gibi ‘Teknoloji bir gün insan etkileşiminin önüne geçecek ve ortaya aptal bir nesil çıkacaktır’ sözünü doğrulamayın ve çocuklarınızın da bu furyaya dahil olmasını engelleyin.
Bir ailede bir kişinin aşırı internet bağımlısı olması, diğer yaşayan insanları da son derece etkileyen önemli bir durumdur. Sürekli olarak tartışma çıkmasına, gerginliğe ve hatta aile içi yaşanan kavgalara sebebiyet verir. Sabah uyanır uyanmaz birbirine günaydın demeden elini telefonlarına atan evli çiftler, attığı her adımı Facebook, Twitter, Instagram ve daha onlarca sosyal ağlarda paylaşan insanlar, beğenilmek için çeşitli yollar deneyenler ve bir arkadaş ortamında kimsenin sohbet etmemesi, yemek yenmeden önce fotoğrafının çekilmesi ve paylaşılması, havada, denizde, karada ve hatta asansörde dahi yer bildirimleri ve selfiler…bizi bizden uzaklaştıran ve insanlar arası iletişimi yerle bir eden çok önemli durumlardır. Sosyal medyanın kölesi olmayın. Elinizdeki telefon sizin ve doğru kullanıldığında en faydalı aletlerden biri..sizi ele geçirmesine asla müsaade etmeyin. İnsan iletişimi önemlidir, ruh sağlığımız doğru iletişime bağlıdır. Anı yaşayın, dozunda kullanın..