Dünyanın değişik köşelerinden, kültürlerinden, dillerinden özel tanımları olan çok güzel 13 kelimeyle tanıştırmak istiyorum sizi. Bu kelimeleri okurken milletlerin kültürleri üzerinde
düşünmenizi de tavsiye edebilirim. Unutmayın ki, milletlerin dilleri
kültürlerinin yansımasıdır.
1. Waldeinsamkeit – Almanca
Waldeinsamkeit kelimesi ormanda yalnız kalma hissi, yalnızlık ve doğa ile bağlantılılık anlamına gelir. İki kelimeden oluşur: “wald” orman anlamına gelir ve “einsamkeit” yalnızlık anlamına gelir. Hem ormanda yalnız kalma hissine hem de doğa ile barışçıl bir birliktelik anlamına geliyor.
2. Komorebi – Japonca

Komorebi, ağaçların yapraklarından süzülen güneş ışığını ifade eden Japonca bir kelimedir. Kelime üç kanji ve hiragana parçacık れ’dan oluşur. İlk kanji “ağaç” veya “ağaçlar” anlamına gelir, ikinci kanji “kaçış” anlamına gelir ve üçüncü kanji “ışık” veya “güneş” anlamına gelir.
3. Kilig – Tagalogca
Kilig genellikle Filipin kültüründe romantik bir şey yaşanıldığında midenizde oluşan heyecan verici kelebek hissine atıfta bulunmak için kullanılır. Bir sıfat olarak kullanıldığında bir insanın hoşlandığı kişiyle ilk defa göz göze gelmesi ya da bir evlilik teklifi izlemesi gibi romantik veya heyecan verici bir deneyim sırasında hissettiği coşkuyu ifade eder.
4. Flâner – Fransızca
Belki de tüm Fransızca kelimelerin en Parislilerinden biri olan “Flâner” fiili 19. yüzyılda Paris edebiyat topluluğu tarafından tanımlanmıştır. Sadece şehrin güzelliğini emmek için Paris’in sokaklarını herhangi bir amaç veya hedef olmadan yavaşça dolaşmak sanatını ifade eder. Bu amaçsız yayalar “Flâneur” olarak bilinir.
5. Age-otori – Japonca
Çoğumuz kuaförün sandalyesinde kesim sonrası oturma hissini biliyoruz, aynadaki yeni ve o kadar da iyi olmayan yansımamıza baktık. Japonca “age-otori” kelimesi bu üzücü deneyimi özetliyor ve “saç kesiminden sonra daha kötü görünmek” anlamına geliyor.
6. Hyggelig – Danca

Bu Danimarkalı kelime, sıcak, arkadaş canlısı, rahat, nefis ve samimi bir anı veya anıyı ifade eder. Sıcak tutan battaniyelerle evde mum ışığında bir kış akşamı geçirmek bu kelime kapsamında örnek olarak verilebilir.
7. Jijivisha – Hintçe
Hintçe Jijivisha kelimesi, yaşamak ve yaşamaya devam etmek için güçlü, ebedi arzuyu ifade eder. Genellikle hayatı seven, her zaman yoğun duygular içinde olan, yaşamak ve gelişmek arzusu olan insanlar hakkında konuşurken kullanılır.
8. Seigneur-terraces – Fransızca

Bu terim muhtemelen dünyanın dört bir yanındaki kahve dükkânlarında görülen meşhur cimri, dizüstü bilgisayarlı “küresel göçebeler” e yöneliktir. “Seigneur-terasları” saatlerce masa işgal eden ve para harcamayan kafe müdavimlerini ifade eder.
9. Sobremesa – İspanyolca
Sobremesa, öğle veya akşam yemeğinden sonra, yemeği paylaştığınız insanlarla sosyalleşmek için harcanan zamanı ifade eden İspanyolca bir kelimedir. Yemekler İspanyol kültürünün çok önemli bir parçasıdır ve İspanyol halkı yemek yedikten sonra dinlenmek ve sohbet etmek için harcanan zamana değer vermektedir. Katalancada eşdeğeri Sobretaula’dır.
10. Saudade – Portekizce
Saudade, sevdiğiniz fakat kaybettiğiniz birine özlem duygusunu ifade eder. Bu boşluk, melankoli veya nostalji hissi genellikle Portekizce ve Brezilya Portekizli mizacının karakteristiği olarak kabul edilir. Özlem nesnesinin asla geri dönmeyeceği ve bir zamanlar birisi gittikten sonra “kalan aşk” olarak tanımlandığı bastırılmış bilgisini taşır.
11. Mångata – İsveççe

Bu güzel İsveççe kelime, ayın su üzerindeki yol benzeri yansımasını ifade eder. Ay üzerinde parlarken su üzerinde görünen uzun, dalgalı bir şekildir. Ay anlamına gelen “Måne” ve sokak / yol anlamına gelen “gata” öbeklerinden oluşur. Bu nedenle dolaylı olarak “ay yolu”, “ay nehri” veya “ay uyanışı” olarak çevrilir.
12. Ya’aburnee – Arapça
Arapça ya’aburnee kelimesi sevdiklerinize onlarsız yaşamanın ne kadar dayanılmaz olacağını ifade etmeye çalışırken sizi geride bırakmayacaklarına dair duyduğunuz umudu ifade etmenin bir yoludur. Kendinizi sevdiğiniz insan olmadan bir hayatın acısını kurtarma arzusunun muhteşem ve acı dolu bir ifadesidir.
13. Arkadaş – Türkçe
Birbirini
yakından tanıyan birbirine sevgi saygı besleyen kişilerden her biri.
Tarihte yer
aldığı en eski kaynakta anlamı “yoldaş, dost, ayakdaş, hempa” olarak
açıklanmıştır. (1851)
19. yy’a dek
egemen olan ayakdaş (aynı anlamda) sözcüğünün yerini almıştır.