En önemli trajedi yazarlarından biri olan Franz Grillparzer bir yapıtında der ki “Zaferin büyüklüğü mücadelenin zorluğu ile ölçülür.” Bu sözden yola çıkılarak söyleyebiliriz ki Abraham Lincoln zaferlerin en büyüğünü yaşamıştır. Çünkü hayatı çile ve zorluklarla dolu olan Lincoln her attığı adımda sınanmıştır. Eğer kısaca özetlemek gerekirse hayatını ;
Yoksul bir ailede dünyaya geldi.
Anne babası okuma yazma bilmezdi.
10 yaşında annesini kaybetti.
Tarlada ırgatlık yaptı.
Bakkalda çıraklık yaptı.
21 yaşında işini kaybetti. Bocalama dönemi başladı.
24 yaşında tekrar işinden oldu.
25 yaşında dört çocuğundan üçü vefat etti.
27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
34 yaşında kongre seçimlerini kaybetti.
26 yaşında kongre seçimlerini yine kaybetti.
38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
52 yaşında ABD’ye başkan seçildi.
Sıkıntı ve zorluklarla dolu dolu 52 yılın sonunda başkan olan Lincoln’un asıl amacı yıllardır süregelen adaletsizliği engellemek ve başkalarının zorlu mücadelesini bitirmektir. Bu fikri ise gençken ödünç aldığı geometri kitabında Öklid aksiyomu ve bağıntısını okuyarak edinmiştir. Öklid’in ilk aksiyomu; “Aynı şeye eşit olan şeyler birbirlerine de eşittirler.” Öklid kitabında bu aksiyom için kendinden ispatlı der. Yani aksiyomun varlığı ispatına örnektir. İki bin yıldır kitapta olan bu gerçeği hayata geçirmeyi planlamış ve doğuştan herkesin sahip olduğu hürriyet hakkını insanlara geri kazandırmıştır. Ve tarihe uzun yıllar gaddarca hüküm sürmüş kölelik kavramını kaldıran yegâne kişi tarihe geçmiştir.
Beni asıl etkileyen tüm bu zorluklara karşı sergilediği tavırdır. Anlatılır ki dürüst ve güvenilir karakterinden ötürü çevresinin ısrarıyla adaylığını koyduğu kongre üyeliğine kabul edilmediğini öğrendiği akşam karanlığında hüzünlü bir şekilde yürürken ayağı kayan Lincoln çamura düşecekken son anda doğrulur. Kendini teskin etmek için der ki “Tökezledim ama düşmedim.” Bu cümledir aslında onun ilerlemesini sağlayan çünkü tökezleyerek ilerlediği o yoldan tam 18 yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri 16.başkanı olur.
Başarı hikâyeleri kadar başarısızlık hikâyeleri de ders olarak alınmalı. Çoğu insanın başarısız olduğunda yapacakları ilk eylem vazgeçmek olup belki hedeflerine ulaşabilecekken havlu atmak daha cazip gelir. Oysaki başarısızlık mutlak bir son değil belki de başarının başlangıcıdır. Hayatının ilk 51 yılında her adımında başarısızlıkla karşılaşan Lincoln pes etseydi adı bilinemeden yok olacaktı tarihten. Onu başkan yapan azmi ve mücadele aşkıdır. Pes etmeyin. Tökezleseniz de adım atmaya devam edin.
