Nature Communications dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada bilim insanları, küresel ısınmanın sanayileşme öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlanmasını hedefleyen Paris Anlaşması’nı aşmanın risklerini inceledi. Uluslararası Uygulamalı Sistemler Analizi Enstitüsü (IIASA), Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü (PIK) ve Imperial College London tarafından gerçekleştirilen bu araştırma, 1,5°C eşiğinin aşılmasının Dünya’nın sistemleri üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini, ancak ısınmanın hızla tersine çevrilmesi durumunda bu etkilerin hafifletilebileceğini gösteriyor.
Araştırmada Dünya sisteminde kritik öneme sahip dört “dönüşüm noktası”nın riskleri değerlendiriliyor: Grönland Buz Tabakası, Batı Antarktika Buz Tabakası, Atlantik Meridional Devrilme Akıntısı (büyük bir okyanus akıntı sistemi) ve Amazon Yağmur Ormanları. Araştırmacılar, küresel ısınma 1,5°C’yi aşar ve bu durum hızlı bir şekilde ele alınmazsa bu kritik noktalardan en az birinin 2300 yılına kadar kaybetme riskinin %24 kadar yüksek olabileceğini buldular.
1,5°C’nin üzerinde küçük bir sıcaklık artışının bile bu noktaların tetikleme riskini artırdığı öngörülüyor. Örneğin, 2°C’nin aşılması bu dönüşüm noktalarını tetikleme olasılığını önemli ölçüde artıracaktır. Yüzyılın sonuna kadar sıcaklıkta 2,6°C’lik bir artışa yol açabilecek mevcut iklim politikaları bu riskleri daha da artırıyor.
Net sıfır sera gazı emisyonlarına ulaşmak ve bu durumu sürdürmek, bu riskleri sınırlamak açısından kritik öneme sahip. Kritik sıcaklık sınırı bir kez aşılırsa ve hızlı bir şekilde azaltılmazsa, bu 4 önemli bölgenin kaybedilme ve çevresel faktörleri (özellikle iklim) olumsuz anlamda değiştirme riski yüksek kalabilir. Mevcut politikalara göre 2300 yılına kadar dönüşüm noktalarının ulaşılma olasılığı %45 olarak tahmin ediliyor.
Bu riskleri değerlendirmek için, çalışma hem gelişmiş hem de basitleştirilmiş Dünya sistem modellerini kullandı. Basitleştirilmiş model, dört birbirine bağlı matematiksel denklem kullanarak dönüşüm noktalarını ve etkileşimlerini temsil etmeye yardımcı oluyor. Bu yaklaşım ayrıca, Atlantik Meridional Devrilme Akıntısı’nın zayıflamasının Kuzey Yarımkü üzerindeki soğutma etkisi gibi gelecekteki dengeleme etkilerini de hesaba katıyor.
Imperial College London’dan Dr. Robin Lamboll, Dünya’nın sistemlerinde uzun vadeli kesintileri önlemek için önemli emisyon azaltımları yapılmasının acil bir gereklilik olduğunu söylüyor.