Ev almak, evlenmek, araba almak, çocuk sahibi olmak, tatile gitmek, okul okumak, boşa yapılan harcamalar ve diğerleri… Bunların hepsi cebimizi oldukça hafifleten şeyler. Peki ya geleceğimiz için, kendimiz için biz neler yapmalıyız? Paramızı nasıl değerlendirmeliyiz? Bugüne kadar okuyup anladıklarımı ve kendi fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Finansal planlamacılar, üç ila altı aylık yaşam giderlerini karşılayabilecek bir acil durum fonu oluşturmak gerektiğini söylüyor. Bu çabayı 20′li yaşlarınızda başlatmış olabilirsiniz, ancak 30′lu yaşlarınızda tasarruf hedefinizi tekrar kontrol etmeli ve belirlemelisiniz. Çünkü gelirler arttıkça giderler de artmış oluyor.
Parayı nereye koyduğunuz da önemli, istediğinizde hemen harcayacağınız bir yerde olmamalı. Uzmanlar, tasarruf hesabına veya sık kullanmayacağınız başka bir hesaba para koymanızı öneriyorlar. Diyelim bir ayakkabı beğendiniz, kenarda da 200 TL’niz var. Ne tesadüf ki ayakkabı da 200 TL olsun. Nasıl olsa param var deyip, o ayakkabıyı aldığınız zaman birikim yapmanızın ne anlamı kalır?
Yaşınız gençken birçok seçeneğe sahibiz, önemli olan elimize geçen fırsatları nasıl değerlendirip değerlendirmeyeceğimiz.
20’li ve 30’lu yaşlarımız, belki de daha sonraları, her zaman bir hedefimiz ve hayallerimiz oluyor. Hayatınız bu dönemlerde büyük finansal değişikliklerle dolu olabilir, bu nedenle nasıl harcadığınıza ve tasarruf edeceğinize dikkat etmek istersiniz, burada asıl amaç öncelikli hedeflere yer belirlemek ve hedef için kenara para atmak. Bunu da nasıl yapacağınızı planlamak olmalı.
Örneğin öncelikli olarak hedefe ulaşmak için, kenara ne kadar para koymalıyız? Kendimizden ne kadar sıkmalıyız ki hedeflerimize daha kolay ulaşalım, öncelikle bunun planını çizmeliyiz. Örneğin yurt dışına çıkmak istiyorum ve 1000 dolar gerekiyor. O zaman kenara her ay 10 dolar koyabilmeliyim gibi.
Faturalarınıza bakmakla bu işe başlayabilirsiniz, harcamalarınızı yakından inceleyerek, nerede fazla harcama yaptığınızı ve dışarıda yemek ya da eğlence gibi hangi alanları hedeflerinize ulaşmak için geri çekmeniz gerektiğini anlayabilirsiniz.
Eğer elinize toplu bir para geçtiyse, bunu sizden para götürecek değil, size gelir getirebilecek şeylere yatırmalısınız. Örneğin, elinize 200.000 TL geçti, bununla son model bir araba alabilirsiniz. Ancak size sürekli gelir getirebilecek, gelirinizi katlayacak yatırımlar da yapabilirsiniz. Bunun terazisini sizin ölçmeniz gerekiyor.
Eğer para biriktirmeyi düşünüyorsanız, borcunuzu kapatmakla da işe koyulabilirsiniz. Çünkü elinize geçen her parayı borç kapatmaya yatırmak, sizi motive etmekten ziyade sizi daha çok üzer ve enerjinizi düşürür. Böylece para biriktirmeye hevesiniz de kalmaz, zaten ortada para biriktirecek bir paranız da olmaz.
Yukarıda şundan bahsettim, elinize 200.000 TL geçti dedim. Ancak bu tabi ki kolay olmayacak bir şey. Yani çok zengin değilseniz eline birden 200.000 TL geçmiyor. Öğrenci gözü ile düşünelim, aileniz size 100 TL verdi. Öncelikle ben bu paranın ne kadarını harcayıp, ne kadarını kenara koymam gerektiğini düşünmeliyim. Kıyafet alacağım diyelim, bu kıyafete ayakkabıya ya da çantaya gerçekten ihtiyacım var mı? Bunu düşünmeliyim. Aslında her şey zihninizde bitiyor, kendi istemenize bağlı. Elinize geçen parayı harcama odaklı düşünmezseniz birikim yapmanız çok daha kolaylaşacaktır.
Sigara, alkol bunlar cebimizin düşmanı. Eğer kullanıyorsanız bırakmayı deneyin, bırakamam diyorsanız en azından azaltmayı deneyin. Farkı göreceksiniz.
Faizli hesap kullanırsanız paranız katlanacaktır, ancak faizsiz kullanırsanız da para biriktirmek isterseniz tabi ki biriktirebilirsiniz. Kendinize yatırım hesapları açın, günümüzde özellikle mobil bankacılıkta fazlasıyla kolaylık mevcut. Oturduğunuz yerden tek tuşla, Altın, Hisse Senedi, Döviz, Bitcoin alıp satabiliyorsunuz.
Hem doğayı, hem cebinizi koruyun. Boşa akan suları, gereksiz yere yanan lambaları kapatın.
Bence kredi kartı da cüzdan düşmanı, kredi kartı kullanıyorsanız kapatın. Ömrünüz borç ödemekle geçmesin. Onun yerine elinize geçen parayı bölmelere ayırın, böylece kullanacağınız, harcayacağınız parayı tespit edebilesiniz. 10 kuruş, 5 kuruş da olsa kenara atın. Bir kumbara yapın ve uzun süre hiç açmayın. Bence kumbaranın ağırlığını hissetmek bile keyifli oluyor. Böylece kumbarayı açtığınızda sizi sevindirecek bir miktar paraya sahip olabilirsiniz.
Örneğin çalışan birisiniz diyelim, ben şuradan örnek vereceğim. Öğrenciler günde 100 Tl’ye günlük işlerde çalışıyor. Ya da asgari ücret olsun veya herhangi bir maaş hiç fark etmez. Günlük kazandığınız parayı çalıştığınız saatle kıyaslayın. Ve kendinize şunu sorun. Ben günde 10 saat çalışıp 100 Tl kazanıyorum ama acaba bu alacağım çanta 100 Tl eder mi, değer mi? Böylece gereksiz harcamalardan uzak durmuş olursunuz.
Açken markete, pazara girmeyin. Özellikle aç olduğumda çok fazla şekerli, çikolatalı gıdalara yöneliyorum ve bu da cebe oldukça zararlı. Tok olsam, belki de canım bu kadar abur cubur almak ve yemek istemeyecek. Hem sağlığımı, hem de cebimi tokken alışveriş yaparak korumuş olurum.
Açıkhava sinemaları, ücretsiz tiyatrolar ve dahası… Hepsi dışarıda bizi bekliyor. Tasarruf yapmak istediğimiz zaman, bunları da tercih edebiliriz. Ücretsiz etkinlikler birçok yerde düzenleniyor. Önemli olan takip etmek ve araştırmak.
Son olarak aklıma kitaplar geldi. Ben kitap alacağım zaman ikinci el kitapçılara gidiyorum, evet bazen pahalı olabilirler ancak iyi kitapçılar da var. Bir kitap alacaksam eskisiyle değiştiriyorum. Böylece tasarruf yapmış oluyorum. Büyük bir kitaplık yapmak istiyorsanız, toptan kitap almak, indirimleri takip etmek çok karlı olacaktır. Toplu alımlarda kargo bedavaya geliyor, ya da daha indirimli oluyor.
Şimdilik tavsiye edebileceklerim bunlar. Unutmayın, kendi geleceğinizi kendiniz kurmak istiyorsanız, çalışmak ve çabalamak zorundasınız.