Stanford Medicine ve diğer kurumların iş birliği içinde yürütülen yeni bir çalışma, Siyahi Amerikalıların, diğer ırksal ve etnik gruplara kıyasla hava kirliliğiyle ilişkili nedenlerden ölüm riskinin önemli ölçüde daha yüksek olduğunu iddia ediyor. Araştırmanın yazarlarından Pascal Geldsetzer, Siyahi Amerikalıların karşı karşıya olduğu “çifte tehlikeyi” “Bu gruptakiler yalnızca daha fazla kirli havaya maruz kalmakla kalmıyor, aynı zamanda yoksulluk, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği ve tehlikeli yaşam koşulları gibi toplumsal dezavantajlar nedeniyle bu zararlı etkilerine karşı daha savunmasız hale geliyor.” sözleriyle belirtiyor.
Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışma, bu sağlık eşitsizliklerinde ince partikül maddelerin (PM2.5) oynadığı rolden bahsediyor. PM2.5 parçacıkları, çapı 2.5 mikrometreden küçük olup, kan dolaşımına girerek astım, kalp hastalığı, inme, demans ve kanser gibi hastalıklara yol açabilecek kadar küçük parçacıklardır. Clean Air Act https://www.epa.gov/clean-air-act-overview <Temiz Hava Yasası> gibi düzenlemeler sayesinde, son birkaç on yılda ABD’de hava kalitesi önemli ölçüde iyileşmiş olsa da bu iyileşmelerden tüm topluluklar eşit derecede henüz yararlanamamış görünüyor.
Araştırmacılar, 1990’dan 2016’ya kadar olan dönem için ilçe düzeyindeki ölüm oranı verilerini ve nüfus sayımı bölgesi düzeyindeki PM2.5 kirlilik verilerini kullanarak, farklı ırksal, etnik, eğitimsel ve sosyoekonomik grupların hava kirliliğinden nasıl etkilendiğini analiz ettiler. Sonuçlar, PM2.5 seviyelerine bağlı olarak genel ölüm oranları düşmüş olsa da Siyah Amerikalıların hâlâ PM2.5’a atfedilen en yüksek ölüm oranlarına sahip olduğunu gösterdi. 1990 yılında, Siyah Amerikalılar için PM2.5’e atfedilen ölüm oranı 100.000 kişi başına yaklaşık 350 ölüm iken, diğer ırksal gruplar için bu oran 100.000 kişi başına 100 ölümün altındaydı. 2016 yılına gelindiğinde, bu oran Siyah Amerikalılar için 100.000 kişi başına yaklaşık 50 ölüme düştü, ancak tüm gruplar arasında en yüksek oran olarak kaldı.
Siyah Amerikalıların hava kirliliğine artan maruziyeti, yoksulluk, mevcut sağlık koşulları ve sağlık hizmetlerine erişim eksikliği gibi etkenlerle birleştiğinde, bu yükseltilmiş riske katkıda bulunuyor.
Araştırmacılar, yalnızca hava kirleticileri azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda belirli toplulukların artan muhtaciyetlerini de ele alan daha güçlü çevre politikalarına ihtiyaç olduğunu vurguladılar. Siyah Amerikalılar hava kirliliğinden orantısız şekilde zarar görse de kirlilik seviyelerindeki azalmalarından en fazla fayda sağlayacak olanlar da onlardır. PM2.5’teki her birim azalma, Siyah Amerikalılar için diğer gruplara kıyasla daha belirgin bir şekilde ölüm riskini azaltacak ve sağlık sonuçlarındaki ırksal farkın kapanmasına yardımcı olacaktır.
05