Stanford’un Sürdürülebilirlik Ofisi direktörü Aurora Winslade’e göre, küresel iklim krizi kötüleştikçe ve zararlı etkilerini azaltma penceresi daraldıkça, yüksek öğrenim kurumları çözüm geliştirmek için hayati önem taşıyor.
“İklim sorunu, politika, uygulama ve eşitliği bütünleştiren kapsamlı bir yanıt gerektiriyor” dedi. “Üniversiteler, temsil ettiği karmaşık zorluğa yanıt vermede önemli bir rol oynuyor.”
8 ve 9 Mart tarihlerinde Winslade, Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi ve Washington Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Washington, D.C.’de düzenlenen Kampüs ve Topluluk Ölçekli İklim Değişikliği Çözümleri konulu Beyaz Saray Forumu’na katıldı. Etkinlik, üniversitelerde sürdürülebilirlik çalışmalarının nasıl geliştirileceğini, bu çözümleri geniş çapta nasıl ölçeklendirileceğini ve iklim gündemlerini karşılamak için öğretim, araştırma ve hükümet kaynaklarından nasıl yararlanılacağını keşfetmek için ülke çapındaki üniversitelerden temsilcileri iki günlük panel konuşmaları ve tartışmalar için bir araya getirdi. Etkinlik, ulaşımın modernleştirilmesi, kampüslerin karbondan arındırılması ve kolejlerin iklime daha dayanıklı hale getirilmesi gibi birçok konuyu kapsıyordu.
Bu Soru-Cevap bölümünde Winslade, etkinlikten önemli çıkarımları, üniversiteler ve hükümetlerin sürdürülebilirlik girişimlerinde nasıl ortak olduklarını ve Stanford’un daha yeşil bir kampüs olmak için neler yaptığını cevaplandırıyor.
Kolejler ve üniversiteler iklim değişikliğiyle mücadelede benzersiz bir şekilde nasıl
konumlanıyor?
Kolejler ve üniversiteler genellikle hedefleri ve çözümleri uygulamada daha çevik olabilir, şirketler ve hükümet arasında bir denge görevi görebilir ve geleceğin liderlerinin oluşumunda çok önemli bir paya sahip olabilirler. Yüksek öğretim aynı zamanda iklim krizine yönelik yenilikçi çözümleri ülke genelindeki topluluklarla ortaklık içinde paylaşmak ve uygulamak için çalışarak pilot uygulama yapabilir ve daha sonra bunları ölçeklendirebilir.
Üniversiteler en son araştırma ve teknolojiyi alır ve bunu bir test ortamı veya canlı laboratuvar olarak kampüslerine uygular. Stanford’da, kaynaklarımızı en üst düzeye çıkarabilir ve üniversiteyi, bir iklim çözümünün dünyanın geri kalanı için nasıl uygulanabilir ve ölçeklenebilir olduğunu gösterecek etkili bir varlık olarak konumlandırabiliriz.
Kolejler ve üniversiteler, özellikle iklim sorunları ve çözümleri doğaları gereği yere dayalı olduğundan, iklim çözümlerinin nasıl ölçeklendirileceği konusunda bölgesel ve eyalet çapındaki aktörlerle bilgi paylaşımı için bir bağlantı noktası görevi görür.
Üniversiteler, iklim değişikliğini ele almak için hükümetler ve diğer kuruluşlarla nasıl
bağlantı kuruyor?
Hükümetler, Enerji Bakanlığı, Ulusal Bilim Vakfı ve ABD Tarım Bakanlığı gibi federal kurumlar içindeki mevcut programlar aracılığıyla toplantı düzenleyicisi olarak hareket eder. Yüksek Öğretimde Sürdürülebilirliği Geliştirme Derneği gibi birçok ulusal profesyonel kuruluş, iklim çözümlerini kampüste ve yerel topluluklarla ortaklaşa uygulayan yüksek öğrenim liderleri için takas odaları, ağ kurucuları ve stratejik ortaklar olarak hareket eder.
Stanford’un kampüs sürdürülebilirlik başarılarından bazıları hakkında forumda yaptığınız
sunumun kısa bir özetini paylaşabilir misiniz?
Sunumumda, enerji sistemimizi fosil yakıta dayalı bir sistemden %100 yenilenebilir, şebeke kaynaklı elektriğe dönüştüren Stanford’un Sürdürülebilir Enerji Sistemi Yenilikleri (SESI) programından bahsettim. SESI’ye yapılan yatırımlar ve devam eden enerji verimliliği iyileştirmeleri, kampüs sera gazı emisyonlarını yaklaşık %80 oranında azaltmıştır.
Ayrıca Stanford Doerr Sürdürülebilirlik Okulu’nun Etki Hızlandırıcısını ve SDSS’nin Stanford’da Arazi, Binalar ve Emlak ile nasıl iş birliği yaptığınından bahsettim. Birlikte, COOLER Araştırma Programı, Codiga Kaynak Kurtarma Merkezi ve LBRE’nin Sürdürülebilirlik Ofisi ve Amerikan Batı için Bill Lane Merkezi tarafından başlatılan yeni Living Lab Burs Programı gibi projeler aracılığıyla inovasyonun hızını artırıyorlar.
Ayrıca, son 21 yılda Stanford’daki koruma projeleri, SESI uygulaması, iyileştirmeler, sermaye iyileştirmeleri ve davranış değişikliklerinin içme suyu kullanımını 2000 yılıyla kıyaslandığında %48 oranında azalttığını veya 2021’de ortalama bir günde 1,3 milyon galon(yaklaşık 5 milyon litre) azalttığını da belirtmekte fayda var.
Stanford’un sürdürülebilirlik çabaları diğer kurumlarınkiyle karşılaştırıldığında nasıldır?
Stanford, Association for the Advancement of Sustainability in Higher Education (AASHE) tarafından STARS çerçevesinde Platin statüsüne (en yüksek derece) ulaşan 11 üniversite arasında yer alıyor. Stanford ayrıca AASHE’nin genel olarak kurum türüne ve 17 sürdürülebilirlik etki alanına göre en iyi performans gösteren kolejleri ve üniversiteleri belirleyen 2022 Sürdürülebilirlik Kampüs Endeksi’nde de iyi performans gösterdi. Stanford aşağıdaki kategorilerde yer aldı:
- Çeşitlilik ve Karşılanabilirlik – 1.;
- Enerji – 2.;
- Müfredat – 5.;
- Yeme İçme – 5.;
- Doktora Kurumları (genel) – 7.;
- ve Su – 9. olarak berabere kaldı.
Stanford’un sürdürülebilirlik çabalarını Amerikan üniversiteleri arasında benzersiz kılan
nedir?
Stanford, ülkedeki en büyük yerleşim kampüslerinden biridir. Stanford ayrıca kendi atık, enerji ve su sistemlerini de yönetmektedir. Bu, Stanford’u yeni fikirler ve yenilikler için harika bir test ortamı haline getiriyor. Ayrıca, yeni Doerr Sürdürülebilirlik Okulu ve R&DE Stanford Gıda Enstitüsü gibi ek enstitüler aracılığıyla çok çeşitli uzmanlara ve araştırmalara erişime sahiptir. Bu özellikler, Stanford’u şehir ve bölge ölçeğinde çalışabilecek çözümleri hızlandırma konusunda harika kılıyor.
Son olarak demek istediğiniz bir şey var mı?
Halihazırda ülke çapında sürmekte olan muazzam miktarda yenilikçi çalışma var. Ayrıca yüksek öğretim liderleri, devlet kurumları ve yerel topluluklar için inovasyonun hızını ve benimsenmesini ölçeklendirmek ve hızlandırmak için birçok fırsat söz konusu.
Kaynak: https://news.stanford.edu/report/2023/03/20/stanford-joins-white-house-forum-sustainability/




























