Sakıp Sabancı’dan Girişimcilere 7 Tavsiye

Mevcut iş ve iş anlayışıyla yetinmeyen; belirsizlik ortamında risk üstlenerek yeni fırsatlar peşinde koşan kişiye “girişimci” diyoruz. Peki, herkes girişimci olabilir mi? Girişimcilik doğuştan gelen bir şey midir? Yoksa sonradan öğrenilebilir mi? Bu soruların birçok cevabı var elbet. Zaten bu yazımda bu soruların üzerinde durmak veya bu sorulara cevap vermek gibi bir niyetim yok.

Bugün hepinizin çok yakından tanıdığı iş adamı Sakıp Sabancı’nın girişimciler için verdiği 7 tavsiyeyi anlatacağım. Aslına bakarsanız Sakıp Sabancı’nın 7 maddelik herhangi bir tavsiye listesi yok. Ya da bu 7 madde olmazsa girişimci olunmaz demiyor. Peki, bu yedi madde nereden geliyor? Ben bu 7 maddeyi, Sakıp Sabancı’nın “Bıraktığım Yerden Hayatım” kitabından, Mehmet Ali Birand’ın “Sakıp Sabancı” belgeselinden, Sabancı Vakfı’nın “Türkiye’nin Sakıp Sabancı’sı” belgeselinden ve Sakıp Sabancı’nın verdiği röportajlardan derledim. İsterseniz bu 7 maddeyi anlatmadan önce kısa bir şekilde Türkiye’nin Sakıp Ağa’sından bahsedelim.

Kayseri’nin Akçakaya köyünde 1933 yılında dünyaya gelen Sakıp Sabancı, babası Hacı Ömer Ağa’nın pamuk ticareti yapmak için Adana’ya göçmesi ile çocukluğunu Adana’da geçirdi.  Küçük yaşlarından itibaren babası ile beraber çalışan Sakıp Sabancı, babasının pamuk işinde büyümek istediği için 5 ortak ile beraber kurduğu Akbank’ta stajyer olarak çalışmaya başladı. Bankanın sahibi babası olmasına rağmen tüm çalışanlar gibi mesai saatlerine uygun şekilde işe gidip gelen Sakıp Sabancı mesai defterine 5 dakika geç imza atsa direkt amiri tarafından babasına şikayet ediliyordu. Babasının işlerinin büyümesi ile İstanbul’a gelen Sakıp Sabancı İstanbul’u çok sevmiş ve eğer büyük bir şirket olmak istiyorlarsa İstanbul’da olmaları gerektiğini anlamış ve ailesi ile İstanbul’a gelmiştir. Girişimci bir babanın girişimci bir oğlu olan Sakıp Sabancı babasının vefatı ile şirketlerin başına geçmiştir. Ve Sakıp Sabancı ile birlikte Sabancı Holding en iyi zamanlarını geçirmiştir. Birçok ödül, nişan, fahri doktorası olan Sakıp Sabancı samimi ve halkın içinden biri olduğu için herkes ona Sakıp Ağa olarak hitap ediyordu. Sakıp Ağa’ her geçen gün daha da büyüyor ve şirketini çok daha iyi seviyelere getiriyordu. Fakat Sakıp Ağa’nın sağlığı işleri kadar iyi gitmiyordu. Ve 10 Nisan 2004 yılında yaşamını yitirdi. Vefat ettiği sene Forbes’in milyarderler listesinde 147.  Sırayı almış Sakıp Sabancı, insanlar tarafından zenginliği ile değil sempatikliği, iyilikseverliği ve içten tavırları ile hatırlanıyor ve hala herkes onu Sakıp Ağa olarak anıyor.

Kısaca hayatından bahsettiğim Sakıp Sabancı’nın gelin şimdi girişimcilere verdiği 7 tavsiyeye;

Çalışmak, Çalışmak, Çalışmak

Eğer Sakıp Sabancı’nın Youtube’da herhangi bir videosuna denk gelmişseniz muhakkak bu üçlemeyi duymuşsunuzdur. Sakıp Sabancı’nın hayatına baktığınızda tam anlamıyla çalışmaya, işine aşık olduğunu görürsünüz. Sakıp Sabancı’nın eşine bu durum sorulduğu zaman kendisi “Gittiğimiz her ortamda muhakkak iş konuşacak biri bulurdu” demesi Sakıp Ağa’nın işine ve çalışmaya aşkını gösteriyor. Doktorlar evinde dinlenmesini istediği zaman işe gidemeyen Sakıp Sabancı bu duruma dayanamayıp, toplantılarını ve görüşmeleri şirketten evine taşıyarak katılması gereken toplantıları evinde yaptırmış görüşmesi gereken kişileri ise evine davet etmiş ve çalışmaya istirahatteyken bile ara vermemiş biridir. Bundan dolayı Sakıp Sabancı “Hayatta doyamadığım bir şey varsa o da para değil, çalışmaktır” demiştir. Çünkü başarıya ulaşmak istiyorsanız bu para ile değil çok çalışmanızla mümkün olduğunu söylemektedir.  Sakıp Sabancı’ya göre çalışma ve başarı paradan çok daha önemlidir.

Başarı= Rekabet+Dayanışma

Yarışmak, rekabet etmek; öne geçme istediği her alanda her zaman insanı dinamik tutan bir durumdur. Bundan ötürü olmalıdır ki Sakıp Sabancı hayatında her zaman için işinde en büyük olma isteğini tutmuştur. Bundan dolayı her zaman için kendisinden daha iyi konumda olan şirketleri kendisine rakip olarak görmüş ve bu rekebetin kazananı olabilmek için tüm kardeşleriyle, yöneticileriyle ve çalışanlarıyla güçlü bir dayanışma içerisinde bulunmuştur. Girdiği mücadelelerden başarı ile çıkmasının sırrını ise “Daima en iyi olana kadar senden daha iyi olanlarla rekabet etmek ve bu rekabeti kazanabilmek için takımınla tam dayanışma ve destek içerisinde olmakta saklı” olarak açıklamıştır. Bundan dolayı Sakıp Ağa girişimcilere Başarı= Rekabet + Dayanışma formülünü bırakmıştır.

Hesabınızı Bilin

İşletmeler büyüdükçe mesaileri ilk başta ikiye daha sonra ise üçe bölünür. Henüz büyümemiş ve yolun başındaysanız sadece “iş yönetimi” vardır. Büyüdükçe ise iş yönetiminin yanına ilişki yönetimi gelir. Ve mesainizin yarısını iş yönetimine yarısını ilişki yönetimine ayırırsınız. Daha da büyüdüğünüzde ise bunlara para yönetimi eklenir. Böylelikle mesainiz üçe bölünmüş olur. Sakıp Sabancı, mesaisini ve hesabını yönetmeyi iyi biliyordu. Bunu ise kendisinin ifadesiyle “Akbank’taki stajında” öğrenmişti. Akbank’tayken kasasını hesap etmeden asla devretmeyen Sakıp Sabancı, bu alışkanlığını hayatının her safhasında devam ettirdi.  Ve bir işe girmeden önce sıkı bir şekilde hesabını yapar daha sonra bu işe girmek için karar verirdi.  Sakıp Ağa’nın banka stajından kalma alışkanlığı belki de onu Türkiye’nin en büyük iş adamlarından biri olmasındaki en önemli etkenlerden biriydi.

İnsan Olduğunuzu Unutmayın. Önce İnsan Sonra Yönetici Olun!

Yazımızın başında bahsetmiştik, kimse Sakıp Sabancı’yı zenginliği ve parası ile hatırlamaz. Herkes onun insanlığını, sempatikliğini, yardımseverliğini, ülke sevgisini anlatır ve o yüzden ona Sakıp Ağa der. Bu tavsiyeyi hayatında en iyi uygulayan kişilerin başında hiç kuşkusuz Sakıp Ağa gelmektedir. Sakıp Sabancı, çalışanlarına iyi davranmayı BOSSA Tekstil’de müdür muavinliği yaparken ortakları Sinan Bosna’dan öğrendiğini anlatır. Sakıp Sabancı, Sinan Bosna için “İnsanları hiç küçümsemez, sokaktaki dilenciye, hamala, ciğerciye, işçiye,  mühendise, genel müdüre hep aynı şekilde hitap eder; onlara değer verdiğini hissettirirdi” der. Sakıp Sabancı’nın yanında çalışmış yöneticiler Sakıp Sabancı için “Sakıp Bey odağımızın kapısını tıklamadan ve bizim gel dediğimizi duymadan dahi içeriye asla girmezdi, bize çok saygı gösteriyordu.” diye anlatır. Sakıp Sabancı’yı değerli kılan şey parası değil işte bu beyefendiliğidir.

İşi Ehline Verin

Sakıp Sabancı’nın başarılı bir iş adamı olmasının en büyük sebeplerinden biri de uzmanlığa önem vermesidir. Bir konuda en iyi kişi kimse onu bulur hak ettiğinden fazlasını verir ve şirkete o kişiyi kazandırırdı.  Ve işinin ehlini bulup getirdikten sonra Sakıp Ağa yöneticilerini çok iyi dinler ve dediklerini dikkate alıp harfi harfine inceleyip uygulama başlardı. Turgut Özal gibi Ahmet Dallı gibi devlet yöneticiliği yapmış kişiler öncesinde Sabancı Holding’te yönetici olarak çalışmışlardı.  Sakıp Sabancı işi ehline verdiği gibi onlara saygıda kusur etmezdi. Bir şey söylüyorlarsa dikkat alıp bir şeye ihtiyaçları varsa hemen o ihtiyaçlarının gidermeye çalışırdı. Yeter ki onlar gerekli olan işleri yerine getirsinler.

İşinize Politikayı Karıştırmayın

Sakıp Sabancı “Her kişinin politik inancı farklıdır.” der.  Fakat başarılı bir kişi, politik tercihini ve fikirlerini işe yansıtmayan kişidir. Bundan dolayı şirketinde asla politik bir duruma müsaade etmez. Sabancı Holding’de politik bir fikrin tarafı olmasına izin vermezdi.  Bu konuda da Sakıp Ağa’nın hocası babası Hacı Ömer Sabancı’dır. Hacı Ömer Ağa oğlu Sakıp’a “Ticarette siyaset, siyasette merhamet olmaz” öğüdünü vererek yetiştirmiştir. Ve Sakıp Sabancı yaptığı tüm işlerde babasının bu öğüdünü aklından çıkarmamıştır.

Aile İcracı Değil, Denetleyici Olmalıdır.

Tüm hayatında profesyonel bir şekilde
ilerleyen Sakıp Sabancı asla aile hayatı ile iş hayatını birbirine karıştırmaz
her ikisini de olması gerektiği yerde tutar ve dengeleri korurdu. Sabancı
Holding’in devamlılığını koruyabilmek için ise aile fertlerinden birine icracı
bir görev vermez denetleyici bir görev verirdi. Çünkü aile fertlerinin işi
denetleyici konumda olması gerektiğini düşünür, eğer aile fertlerinden herhangi
biri icracı konumda olursa hem sorumluluğunu getirip hem de kendi kendini
denetleyemeyeceği için şirketin sürdürülebilir bil hal almasını mümkün
görmezdi. Bundan dolayı Sabancı Ailesinin Anayasası diyebileceğimiz:

         
-Şirket her şeyin önünde gelir. Aile yararı şirket yararının önüne
geçemez. Ailenin menfaati diye bir şey olamaz. Sadece ve sadece şirketlerin
menfaati vardır.

          
-Ailenin herhangi bir üyesi, kurumsallaşmakta olan şirkette görev alıyor
ise, şunu bilmelidir ki vazifesi şirkette hizmet etmektir. Aileye değil,
şirkete hizmet etmek için görev almıştır.   

gibi birçok kural Sakıp Sabancı tarafından şirketin kurumsallığı ve sürdürülebilir olması için koyulmuştur.

Bu yazımda elimden geldiği kadar Sakıp
Sabancı’nın; birçok kaynaktan derlediğim ve iş hayatında faydalı olacağını
düşündüğüm tavsiyelerini madde madde anlattım. Umarım faydalı olmuştur. Sakıp
Sabancı ile alakalı detaylı bilgi edinmek istiyorsanız yazımın başında
bahsettiğim kaynaklardan faydalanabilirsiniz.

PAYLAŞ
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Aynı zamanda Yıldız Teknik Üniversitesi'nde İnsan Kaynakları Yönetimi alanında yüksek lisansımı tamamladım. Perakende ve üretim sektörlerinde farklı şirketlerde İnsan Kaynakları Profesyoneli olarak çalıştım. Daha sonra global bir danışmanlık şirketinde İnsan Kaynakları Danışmanı olarak İnsan Kaynaklarının tüm süreçlerinde farklı sektördeki şirketlere danışmanlık verdim. Şuanda bir perakende şirketinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak kariyerime devam ediyorum.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here