Harvard Üniversitesi birinci sınıf öğrencilerinden 18 yaşındaki Marco Burstein ve 19 yaşındaki Avi Schiffman, Ukrayna’dan ayrılmak zorunda kalan ve daha güvenli ülkelerde barınmaya ihtiyaç duyan mültecilerin ev bulabilmesi için mart ayının başlarında ukrainetakeshelter.com adında bir websitesi oluşturdu. Sitenin açılmasından kısa bir süre sonra yaklaşık 18 bin kişi, mültecilere uygun ev bulunabilmesi için potansiyel ev sahibi olarak başvuru yaptı. Site yaklaşık bir ay sonra 800 bin kayıtlı üyeye erişti.
Burstein, kampüste verdiği bir röportajda “Dünyanın her yerinden ev sahipleri ve mültecilerin bir araya gelmesi ile ilgili şaşırtıcı hikayeler duyuyoruz. Macaristan’dan, Romanya’dan, Polonya’dan Kanada ve Avustralya’ya kadar aklınıza gelebilecek her ülkeden ev sahiplerimiz var. Aldığımız bu olumlu geri dönüşten çok etkilendik.” sözleriyle sürecin olumlu ilerlediğini aktardı.
Miami’deyken San Diego’daki Ukrayna yanlısı bir mitinge katıldığını ve internet aktivizmini yardım için kullanmak konusunda ilham aldığını belirten Schiffman, “ Burada gerçekten global ölçekte bir şeyler yapabileceğimi hissettim. Ukrayna Take Shelter, gücü mültecilerin eline geri veriyor. Mülteciler Doğu Avrupa’nın bu kış günlerinde kaldırımlarda soğuktan donmak yerine inisiyatif alıp ev sahipleri ile iletişime geçebiliyorlar.” diye ekledi.
Burstein ve Schiffman, platformu savaştan kaçmak zorunda kalan mültecilerin zihinlerindeki endişeleri giderebilmek için özel olarak tasarladı. Mülteciler anlık bir tehlike durumunda kendi bulundukları yere en yakın teklifi kolayca bulabilecek. Bunun yanı sıra ev sahipleri de hangi dili konuştuklarını, kaç mülteciyi kabul edebileceklerinin ve çocuk veya evcil hayvan kabul edip edemeyeceklerini belirtebiliyor.
Platform, mültecilerin başına gelebilecek insan kaçakçılığı veya olası herhangi bir tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla ev sahiplerinin kendilerini mültecilere en iyi şekilde tanıtmasını istiyor. Ad, soyad, sosyal medya bilgilerinin verilmesinin yanı sıra mülteciler ile ev sahiplerinin görüntülü konuşması da talep ediliyor.
Burstein, “Böyle bir durumda olası tehlikelerin farkındayız ve mültecilerimizi en iyi şekilde korumak için gerekli adımları atıyoruz. Mültecilere ev sahiplerinin kimliğini onaylayabilmeleri için büyük bir kılavuz veriyoruz. Bu sayede mülteciler görüntülü konuşma yaptıkları kişi ile onlara ev sahipliği yapacak olan kişinin aynı kişi olduğunu doğrulayabiliyorlar.” dedi.
Burstein ve Schiffman, BM Mülteci Ajansı’ndan yetkililerle bir toplantı ayarlamaya çalıştıklarını, ayrıca Airbnb, Vrbo ve diğer çevrimiçi tatil kiralama şirketleriyle çalışmak istediklerini söylüyor. Şimdiye kadar, web barındırma ve Google Çeviri maliyetini tamamen karşıladılar. Ancak mümkün olduğunca uzun süre devam etmeye kararlılar ve hibe başvurusunda bulunabilmeleri için 501(c)(3) sivil toplum kuruluşu olarak kaydolmayı düşünüyorlar.