Günümüzde iş hayatı eskisi gibi olduğu yerde devam eden bir yapıda değil. Kurumsal hayattaki geleneksellik aşılmış durumda artık.
Buna birçok insandan örnek verebiliriz fakat 2015 yılında dünyanın en etkili yönetim düşünürü, yönetici koçu ve konuşmacısı olan Whitney Johnson ‘ı tanıtmak ve biraz ondan bahsetmek istiyorum.
İş hayatına sekreter olarak başlayan Johnson aynı firmada yatırım bankacılığı grubunda devam etti. Daha sonra oradan istifa ederek hisse senedi araştırma analistliğine yöneldi. Bir çocuk kitabı yazmak ve tv şovu hazırlamak için o işi de bıraktı. Bir yandan bloglar yazmaya başlayan Johnson kilisede tanıştığı biriyle birlikte serbest fon kurdu.
Bu kariyer yolculuğu artık garipsenmeyen, olağan bir hale gelmiştir. Hayatı boyunca bir işletmede çalışma eğilimi günümüzde zayıflıyor artık. Hatta bazı araştırmalara göre çalışanların aynı işte kalma süreleri ortalama 5 yıl bile değil.
Peki böyle zikzaklı kariyer yolu izleyenler bu seçimleri rastgele mi yapıyor?
Tabii ki hayır. Seçimlerin anlamlı ve gelişebilmesi bakımından bazı şeyleri göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Öncelikle kişi kendi zayıf ve güçlü yönlerini bilip ona göre hareket edebilmelidir. Ve günümüzde en önemlisi yaratıcı düşünebilmektir. Bu kriterlere önem veren ve öyle yola çıkan biri değişime adım atabilir ve çıktığı yolda fark yaratabilir. Bu yolu tercih etmeyenler, çalıştığı yerde ilerlemek isteyenler veya olduğu yerde mutlu olanlar tabiki var ve bu kişilerin yolunu değiştirmesi, kendini yıkıma uğratması gereksizdir. Fakat bir üniversite öğrencisi de olsa bulunduğu yere kendini ait hissetmiyorsa, orada ilerlemek ona ve olduğu yer birşey katmıyorsa o zaman yıkım ve fark yaratma zamanıdır. Çünkü kaybedeceği hiçbir şey yoktur.
Aksine kazanacağı şeyler vardır. Önüne yeni ölçütler çıkar ve bu ölçütlerle etrafında fark yaratacak motiveyi bulur. Sadece parasal anlamda kazanç da değil bu farklılıklar insana sosyal ve psikolojik anlamda da birçok şey katar.
Sektörde fark yaratan, yıkım yapanlar ilk önce etrafında giderilemeyen ihtiyaçları farkederler. Belki de kimsenin girmek istemediği piyasaya girerler.
Kendini yıkıma uğratanlardan biri olan Heather McArthur Coughlin kendi hikayesinden şöyle bahseder:”Etrafımdaki dünyanın farkında olmak ve teybi ileriye sarmak kritikti. Ekonomik açıdan zorlu iki döneme ve çok sayıda işten çıkarmaya şahitlik ettim ve her zaman bir adım önde olacağıma söz verdim.” Stres dolu olan koltuğundan sıyrılan Coughlin şuan IS IS PARENTİNG’DA CEO koltuğundadır.
Yaratıcı olmak çok önemli demiştik zaten ama kendini geliştirmeyle de bağlantılı olan bir şeydir. Kişi kendine ne kadar bir şey katar geliştirirse yoluna da bir o kadar yenilik katar.
Ve birazda kendinizi akışa bırakmayı unutmayın. Sık sık planlar yapıp kendinizi kısıtlamayın. Bir adım atın ve geribildirim alın. Çıktığınız yolun sonunu bilmek pek mümkün olmayabilir hatta sizi desteklemeyen birçok insan da olabilir ama hiçbir şey kendinizi geliştirmeye ve bu yıkımın size katacaklarına mani olamaz. Yeter ki kendinize inanın.