Herkese merhaba. Ben Yunus Emre. 2019-YKS sonucunda 92.053 sıralama neticesinde mezuna
kalmaya karar verdim ve 2020 senesinde girdiğim YKS sonucunda 62.750 sıralama
yaptım. Bu yaşadığım süreçten elde ettiğim tecrübeleri benim yaptığım hataları
yapmamak isteyen kişilere aktarmak amacıyla bu yazıyı yazma kararı aldım.
Tavsiyelerimi olumsuz yanlarımı başlık başlık inceleyerek vermeye çalışacağım.
Umarım bir kişinin bile bu süreçte yanlışlarını düzeltmiş ve hedeflerine
ulaşmasına katkıda bulunmuş olurum.
Tabi
öncelikle neden mezuna kaldığımdan bahsetmem daha doğru olur. 2019 senesinde
sınava çalışma şeklim faciaydı. Sınava integral bilmeden girmiştim ve AYT
kimyadan eksik konularım olduğunu sınavdan 3-4 gün önce fark etmiştim. Sınav
anında birçok şey kontrolümden çıkmıştı ve TYT matematiğin neredeyse yarısını
yetiştirememiştim. Tüm bu şeylerin sonucunda bir sene daha kendime şans vermem
gerektiğini düşündüm. İsterseniz başlıkları incelemeye başlayalım.
1-Hedef Belirlememek
Evet, net
bir şekilde ben bu üniversiteyi istiyorum demedim. Yani sınav sürecinin en
önemli motivasyonu bende yoktu. Amacım alabileceğim en yüksek puandı doğru ama
üniversite hedefi seni bu hedefte yolda kamçılayan ve iştiyak oluşturan çok
etkili bir amaçtır. Ne için çalıştığını bil ki çektiğin sıkıntılar seni yoldan
döndüremesin. Deli gibi sabahın altısında, yedisinde güne başlayıp akşamın
onunda, on birinde yatağa düşüp uyuya kalmanın bir anlamı olsun. Kısaca bir
üniversite hedefin olsun!
2- Rutin
oluşturmama
Belli
programlara rağmen düzenli rutine sahip değildim. Mesela her pazartesi(tabii ki
her pazartesinden kastım tüm değil. Kabul edilebilir istisnalar dahilinde
bahsediyorum) kütüphanedeyim diyemiyordum. Bir pazartesi kütüphane, bir pazartesi
dershanenin çalışma odasında, bir pazartesi sessiz bir kafede, bir pazartesi
evde, başka bir pazartesi ise çalışmıyor olabiliyordum. Bu durumda beynin
tembel ve rutinleri seven bir organ olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer
her pazartesi günü saat 8.30’ta aynı kütüphanede çalışırsanız beyniniz buna
alışacak ve emin olun ki o saatte algılarınız daha açık olacak. Bir dönem bunu
yaşadım ve gerçekten etkisini gördüm. Ama tabii ki önemli olan istikrar sahibi
olup bunu devam ettirebilmek.
3-Yetersiz ve
Yanlış Çalışma Planı
Bu başlık
ilk sınav senemin en büyük problemi olabilir. Gerçekten eksik olduğum ve
üzerinde durmam gereken konular yerine çözmekten zevk aldığım konulara çalıştığım
veya tam anlamıyla bitirmediğim konulara bitirdim gözüyle baktığım bir
sene oldu. Ciddi çalışma ve üzerinde düşünme gerektiren konulara üstünkörü
çalışıyordum ve bir kaynağın sorularını çözüp geçiyordum. Size bu konudaki tavsiyem kesinlikle konu takibi yapabileceğiniz ve konuları hakimiyet
durumunuza göre derecelendirebileceğiniz bir listenizin olması. Bu hem sizin ne
kadar yol kat ettiğinizi hem de ne kadar yol kat etmeniz gerektiğini
gösterebilecek küçük bir araç olacaktır. Böyle bir listeyi ikinci senemde
kullandım ve en basitinden biten konuların yanına attığım tik(✓) işaretlerinin psikolojik rahatlığını
yaşamanızı tavsiye ediyorum.
4-Öncelikleri belirleyememe
Eğer bu sınava bir hedef için giriyorsanız sizin bu dönemdeki birincil önceliğiniz bu sınav. Eğer siz kütüphaneye gidip verimli şekilde ders çalışabilecekken arkadaşlarınızla vakit öldürüyorsanız burada bir sıkıntı vardır. Belirlediğimiz hedefe ulaşmak için eylem tercihlerimizde sınava yönelik çalışmaya ilk sıralara çekmek zorundayız. Öncelik belirleyerek kaybolan zaman için üzülmeye gerek duymayacaksınız. Ve bunu tabii ki hayatın birçok yerinde uygulamak durumundayız.
Evet gelelim şimdi fasulyenin faydalarına. Arkadaşlar siz sınav senenizde tabii ki sadece ders çalışmak zorunda değilsiniz. Elbette arada sosyal aktivitelerde bulunacaksınız. Elbette canınızın ders çalışmak istemeyeceği zamanlar olacak. Ama burada önemli olan yaptığınız işin bilincinde olmak. Olayın bilincinde olduğunuzda konular, sorular vs. yetişir. Bir kampa girersin 5-6 konu bitirirsin. Bilincinde olduğunda konuları nasıl çalışman gerektiğini de öğrenirsin onlardan zevk de alırsın. Soru kampı yapmak vs. hoşuna giden şeyler haline dönüşür. Süreç işkence yerine fantezi haline bürünür. Ama bu bilinç de gözlemlerime, okuduklarıma ve yaşadıklarıma göre belli bir seviyeye kadar konuların, soruların ameleliğini(!) yaparak kazanılıyor. Onlarla zaman geçirdikçe durumun daha farklı olduğunu görmeye başlıyorsunuz. Bu aşamaya kadar onların nazını çekmek durumundasınız. Fakat netice için olağanüstü bir güç diyebiliriz 🙂
Yazımı
burada noktalıyorum. Umarım sizde faydalı olabilecek bir şeyler bırakmışımdır
ve yine umarım ki bu süreci istediğiniz üniversite kazanımıyla
sonlandırabilirsiniz. Aydınlık yarınlar dileğiyle.