Hayatımızın bazı dönemleri her şeyi sil baştan yenilemek için mükemmel zamanlardır. Kendinizi inanılmaz derecede umutsuz mu hissediyorsunuz, özlediğiniz anlar mı var, çeşitli kayıplar ve yoksunluklar mı yaşadınız, işinizden ve genel rutininizden keyif almamaya mı başladınız? Hepsi evet ise derin bir nefes verin (almayın, verin), işte o mükemmel zamanlardan, yani hayatınızın dönüm noktalarından birindesiniz demektir.
Karma öğretisine göre kişi; kişi ve olaylara karşı kendi değerlendirmesini yaptığında, hırs, öfke veya cahillik duygularıyla yaşadığı olaylara tepki vererek kendisiyle kişiler/olaylar arasında bir karma bağı oluşturur. Bu bağlar yok edilmediği sürece, bağların ortadan kaldırılması amacıyla kişi olayları yeniden yaşar, kişilerle yeniden karşılaşır. Kişi ve olaylara karşı kendi değerlendirmemizi yapmamak çok güç bir durumdur, yüksek farkındalık gerektirir. Yaşanılan acıya ve sevince, sanki hiç gitmeyeceklermiş gibi, sahiplenmemek, iki duyguya da aynı ruh haliyle yaklaşabilmek…
Yaşanılan her şeyin bir amacı var; her olayın bize bir mesajı var. Önemli olan bunu anlamaktaki başarımız, ne kadar kısa sürede öğrenirsek kayıplar o kadar azalır. Sonsuz sabrı ve öğretme yöntemi olduğu için hayat güzel bir öğretmen.
Hayatımıza baktığımızda en çok kayıp verdiğimiz dönemlerin, en çok tepkilerle yaşadığımız dönemlere denk gelmesi tesadüf değildir. Tepki vermek karma bağı oluşturmanın temeli, bu nedenle yaşadıklarımızı kendi değer yargılarımız ile değerlendirip, onlara bir ceza ya da ödül biçmek anlamsız; yapmamız gereken izleyiciolmak. Yaşanılan hiçbir olay kötü ya da iyi değil, onlara o anlamları veren bizleriz, bize bu değerlendirmeyi yapmayı öğreten ise toplumdur. Ortak akıl sadece mutsuzluk üretir. Değerlendirmeyi biz yapmadığımızda ise taşlar yerine oturur, çünkü biz kişi ve olaylarla aramızda bir karma bağı yaratmamış oluruz ve evrenin kendi kuralları çalışır. Değerlendirmeyi biz yapıp, ceza kestiğimizde ya da ödül verdiğimizde evren aradan çekilir, sürekli aynı bir yaşam döngüsünün içinde kendimizi buluruz.
Yeniden doğuşun amacı da bu döngüye bir son vermektir. Yeniden doğuyorsak kapanmamış hesaplar var demektir, gerçek bir ilerleyiş tüm defterlerin kapanması ile olur. Affemediğiniz birileri mi var, hazmedemediğiniz haksızlıklara mı maruz kaldınız ya da kırıp döktükleriniz yüreğinizin derinliğinde bir yerlerde ara sıra kendisini gösteriyor mu? Asla ilerleyemezsiniz, olgunlaşamazsınız. Bırakmak gerekiyor; affetmek ve kendini affettirmek.
Karma bağı oluşturmamak için alçak gönüllülük, iyilik ve anlayış temel duygulardır.