Sigara yasaklarının tarihine geçmeden önce isterseniz sigara ile ilgili dünya ve ülkemiz tarihinden ilginç örnekler verelim. Dünyanın birçok ülkesinde ve ülkemizde 20 yıl önce otobüslerde bile sigara içmek serbestti. Yaşı 30’un üstünde olanların hatırlayacağı bir kareye hayal etmenizi rica ediyorum. Yıl (mesela) 1986. Otobüsle İstanbul’dan İzmir’e giden bir aile düşünün. Bir anne, bir baba ve 6 yaşındaki küçük kızları. O yılların moda otobüsü 302. Klima, havalandırma vs teknolojisi yok. Otobüsün üst kapağı gerektiğinde (hava çok sıcaksa) açılıyor. Otobüste 52 yolcu var. Yolcuların 45 tanesi yetişkin. En az 25 tanesi de aktif olarak sigara içiyor. Nerede mi? İşte o 302’nin içinde, “fosur fosur” sigara içiyorlar. Biri yakıyor öbürü ondan ilham alıyor. İlk molaya kadar olan 4 saatlik süre içinde toplam alanı 60-70 metrekare olan otobüste ortalama 200 tane sigara içiliyor. Yolculuğun daha birinci saati bile bitmeden 6 yaşındaki küçük kız kusmaya başlıyor. Otobüsün muavini otobüs hareket ettiği anda yolcuların kustuğunda kullanması için küçük siyah torbalar dağıttığı otobüste kusan sadece çocuklar da değil tabi. Otobüste belirli aralıklarla öğürme sesleri geliyor… Bu öğürme sesleri sigara tiryakilerini daha da efkarlandırıyor. Yakıyorlar bir daha efkarları dağılsın diye.
Otobüs demişken, İstanbul’daki belediye otobüslerinde bile sigara içildiği zamanlar varmış ülkemizde. Peki dünyada bu durum farklı mıydı? Emin olun gelişmiş ülkeler de dahil farklı değildi. Gelin dünyanın durumuna da uçaklar üzerinden bakalım:
1973: United Airlines uçaklarda sigara içilen/içilmeyen bölümleri ayırdı.
1988: Northwest ve Delta Havayolları iç hatlarda sigara içimine izin vermemeye başladılar.
1996: ICAO tüm ulusal ve uluslararası uçuşlarda tütün içimini yasakladı. Kuzey Amerika, İskandinavya, Yeni Zelanda ve Avustralya bu yasağa uydu. Ancak Avrupa, Ortadoğu ve Asya uçuşlarında sigara içimi devam etti.
1998: Avrupa’da Türkiye’nin de dahil olduğu tüm ülkelerde uçuşta sigara izni kaldırıldı.
1999: FAA tüm iç ve dış hat uçuşlarında sigara içilmesine yasak getirdi.
2002: Atina-NY hattında sigara içimine izin veren bir Yunan uçağında astımlı bir yolcu öldü.
Kaynak: Sivil Havacılık Akademisi
İnsanlığın sigara tarihi gerçekten çok dumanlı. Sigaranın insanlara en çok empoze edilmesini sağlayan alanlardan biri kuşkusuz sinemaydı. Amerikan filmlerinde sigara özellikle erkeklerin karizmasını hatta kişiliğini tamamlayan unsurlardan biri olarak gösterildi yıllarca. Yerli sinemamızda da durum pek farklı değildi eski zamanlarda. Sigara şirketlerinin reklam yapabildiği yıllardı aynı zamanda o yıllar. Birkaç örneği burada yayınlamak mümkün belki ama. Yayınlamayacağız, insanlığın geçmişinde yapılan kansız zulümlerden biri olarak gördüğümüz için bu reklamları.
Bu reklamların ve sigara şirketlerinin karanlık geçmişi ile ilgili bir konuya değinmeden bu bölümü kapatmayalım. Sigarayla Savaşanlar Vakfı bakın nasıl özetlemiş değineceğimiz konuyu: “Sigara ülkemizde ve dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur. Gelişmiş ülkelerde sigara içim oranları azalmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde bu oran artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde sigara karşıtı kampanyalar, yasal düzenlemeler ve eğitim ile sigara bağımlılığında düşüş yaşanınca, sigara endüstrisi yasal düzenlemelerin daha gevşek olduğu ve sigara bıraktırıcı eğitim programlarının henüz yeterince olgunlaşmadığı ülkelerde sigara satışlarını destekleyici programlar uygulamaya başladı.1984 yılından sonra Amerika Birleşik Devletlerinde sigara içme oranları % 30 civarında azaldığı halde, Türkiye’de bu oran % 80 civarında artmıştır.”
Size de bana geldiği gibi karamsar geldi mi bilmiyorum bu cümleler.. Ülkemizde 2008 yılında yapılan hamlelerle sigara şirketlerinin vampirlikleri karşısında artık o kadar korunmasız değiliz. İyiye giden bir görüntümüz oluşmaya başladı diyebiliriz. Yazının ilerleyen bölümlerinde bu görüntüden kareler vereceğim. Ama önce SSV’nin bazı tesbitlerine göz atalım:
“Ülkemizde sigara kullanımı açısından durum dehşet vericidir. Yapılan çalışmalar, 15 yaş üstü erkeklerin %62,8,kadınların %24,3 ve tüm nüfusun ise %43,6’sının sigara kullandığını ortaya koymaktadır.
Batı toplumlarının tersine sigara içme sıklığı ülkemizde eğitim düzeyi ile paralel olarak artmaktadır. Okula gitmeyenlerde sigara içme oranı %26, ilkokul mezunlarında %47, ortaokul mezunlarında %52, lise mezunlarında %45 ve üniversite mezunlarında %59’dur.
İlginç olarak ülkemizde sigara bırakma programlarında etkin rol oynaması öngörülen tıp doktorlarının %44’ünün, öğretmenlerin % 51’inin ve gazetecilerin % 64’ünün sigara içtiği gösterilmiştir.
Ülkemizde sigara içicilerinin %20’si 11–14 yaşları arasında, tüm içicilerin ise %83’ü 21 yaşından küçük bir yaşta sigaraya başlamaktadır. İlköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinde yapılan bölgesel bir çalışmada erkek öğrencilerin %11,5’i ve kız öğrencilerin ise %1,9%’unun sigara içiyor olduğu gösterilmiştir. İlkokul öğrencilerinin % 95’i sigara markalarını tanımaktadır.
Yapılan çalışmalar 19 yaşından sonra sigaraya başlama oranının %10 ,24 yaşından sonra sigaraya başlama oranının ise % 5’lerin bile altında olduğunu gösteriyor. Yani çocuk ve gençlerin önleme çalışmalarında ilk sırayı alması gerektiği görülüyor.”
Sigara yasaklarında son 7 yılda çok büyük adımlar atılan ülkemizde dumansız hava sahasını daha da arttırmak için yeni düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelere göre artık restoran işletmeleri açık alanda olsalar bile sigara içilebilen ve içilemeyen bölgeler oluşturacak. Plajların ise yarısında sigara içilebilecek, yarısında içilemeyecek.
Yeni düzenlemeye göre açık alanda bulunan bir restoran veya çay bahçesinin sadece yüzde 25’lik diliminde sigara içilebilecek. Geri kalan yüzde 75’lik alanda sigara içmek yasak olacak.
Sigara artık açık vitrinlerde değil, kapalı dolaplarda satılacak.
Plajlarda şezlongların yarısı sigara içilebilir alanda yarısı sigara içilemeyen alanda bulunacak.
AVM’lerin, kalabalık hastanelerin giriş çıkış kapıları önünde de yine belirli mesafeler belirlenecek. Peki bu aşamaya nasıl geldik?
Ülkemizde 1986 ve 1989 yıllarında sigara yasakları için adımlar atılmış ama bu çabalar yasalaşmayı sağlayamamıştır. Herhalde o yıllarda ülkemizde sigara şirketlerinin karşısında durabilecek bir siyasi otorite yoktu… Ya da mecliste sigara içenler çoğunluktaydı:)
Gelin şimdi 2008 yılına dönelim, sigaraya karşı büyük adımların atıldığı o yıllarda yasakların tarihi nasıl anlatılmış, yeni çıkan geniş yasaklar nasıl haberleştirilmiş bakalım:
“Tükiye’de sigara yasağına yönelik ilk kanun 7 Kasım 1996 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 4207 no’lu “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun idi. Bu kanuna göre “Sağlık, eğitim-öğretim ve kültür hizmeti veren yerler ile kapalı spor salonlarında ve toplu taşımacılık yapılan her türlü nakil vasıtaları ve bunların bekleme salonlarında, kamu hizmeti yapan kurum ve kuruluşlardan beş veya beşten fazla kişinin görev yaptığı kapalı mekanlarda tütün ve tütün mamullerinin içilmesi” yasaklanıyordu. Kapalı alanlarda tecrit edilmiş ayrı sigara içme alanları oluşturulmasına koşuluyla bütün bu mekanlarda sigara içilmeye devam edilebilecekti. Kanun, devlet eliyle maddi, teknik ve/veya pratiğe yönelik herhangi bir yardım sunulması ya da merci göstermiyordu. Sadece bu mekanların yaratılması için 1 yıl zaman tanıyordu.
Kanunun uygulaması sorumluluğu ise yasağın geçerli olduğu yerin yetkilisine bırakılıyordu. Yasağın delinmesi halinda yerin yetkilisi ve yasağı delen kişi için eşit para cezası söz konusu idi (10-500 milyon Lira).
Yeni uygulama en çok toplu taşıma araçlarında hissedildi. Tecrit edilmiş ayrı mekanlar yaratma konusunda çok fazla gelişme kaydedilemedi. Genel olarak tuvaletler bu amaç için kullanılır hale geldi.
2008 yılının 3 Ocak günü bu kanunun kapsamı, 5727 no’lu kanunla genişletilerek kabul edildi. Bu kanunun ağırlığı “herkesin temiz hava soluyabilmesi”ni sağlayacak şeklinde değiştirildi. Bu kanuna göre, ikamete mahsus konutlar hariç tüm binaların kapalı alanlarında; taksi hizmeti verenler dahil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında; özel lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahanelerde tütün ürünlerinin kullanımı yasaklandı.
Sigara içenler için ayrı kapalı bir alan oluşturulmasına dair herhangi bir ifade olmamasına karşın bu mekanların özellikleriyle ilgili bir madde eklenmiş. Buna göre: “Bu kanunun tütün ürünleri tüketilmesine tahsis edilen kapalı alanlarının koku ve duman geçişini önleyecek şekilde tecrit edilmesi ve havalandırma tertibatı ile donatılması gerekir.” Bunun dışında mekan özelliklerine dair başka bir bilgi verilmemiş.”
Kaynak: v3.arkitera.com
Sigara Salgını !!!
Sigara salgınından (Dünya Sağlık Örgütü’nün çok doğru tanımı bu ifade) kaynaklanan kanser ve diğer akciğer hastalıklarından dünyada her yıl 5,4 milyon insan hayatını kaybediyor. Kontrol edilmediği takdirde bu sayı 2030 yılında 8 milyon olacak.
Sigara salgını gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. Önümüzdeki yıllarda tütün kaynaklı ölümlerin %80’inin bu ülkelerde olması bekleniyor. Küresel tütün üreticilerinin bu ülkelerdeki genç nüfusu hedef alması bu kayışa sebep oluyor. Tütün üreticilerinin diğer büyük hedefi ise kadınlar.
Sigara salgını tamamen insan eliyle oluşturulmuş ve önlenebilir bir durumdur. Buna rağmen dünya nüfusunun yanızca %5’i vatandaşlarını tam anlamıyla koruyan önlemler alan ülkelerde yaşıyor.
Bugün dünyadaki ülkelerin yarısı, gelişmekte olan ülkelerin ise 2/3’ü, devlet dairelerinde, iş yerlerinde ve diğer kapalı alanlarda sigara kullanımına izin veriyor.
Tütün ürünleri paketlerinde görsel uyarıların işe yaradığı biliniyor ancak dünya nüfusunun sadece %6’sına tekabül eden 15 ülkede bu yöntem uygulanıyor. Dünyadaki nüfusun %40’ı paketlerde “light” ve/veya “low-tar” ibarelerinin önlenmediği ülkelerde yaşıyor. Bu tür sigaraların sağlığa daha az zarar vermesi söz konusu değil.
Dünya’daki çocukların yarısı bedava sigara dağıtımının yasak olmadığı ülkelerde yaşıyor. Ülke ölçeğindeki araştırmalar, tütün ürünlerinin reklamının yasaklanmasından sonra %16’lık bir düşüş olduğunu gösteriyor.
Tütün ürünlerine getirilen %10’luk bir vergi artışı zengin ülkelerde %4, fakir ve orta gelir grubunda olan ülkelerde ise %8 daha az tütün tüketimine sebep oluyor. Vergide %70’lik bir artış ise dünyadaki tüm tütünle ilişkili ölümlerin 1/4’ünü engelleyebilir.
Kaynak: v3.arkitera.com
Sigara Salgınına Karşı Öncüyüz
Yaşadığımız son 6-7 yıl bir gün gelip de yakın tarih olarak anılmaya başlandığı zamanlarda yapılan en iyi işlerden biri olarak hatırlanacak sigara ve tütüne karşı atılan adımlar.
Peki bu adımlar ne kadar işe yaradı? Kesinlikle çok işe yaradı. Üstelik bu yasaklarla sadece bir kişi sigarayı bıraksa daha da önemlisi bir çocuk bir genç sigaraya başlamasa bu bile büyük bir kazanım.
Ülkemiz tütünle mücadelede Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlere göre dünyada başarılı ilk dört ülke arasında yer alıyor. Tütün kontrolüyle ilgili yapılan son çalışmalardan sonra ülkemizde 2008 yılına göre yaklaşık 2 milyon 200 bin kişi sigarayı bıraktı, kapalı alanlarda sigara dumanına maruz kalma yüzde 60 ve yasak olmamasına rağmen evlerde sigara içenlerin oranı yüzde 35 azaldı. (2014 tarihli Sabah gazetesi haberi)
Bakın sigara salgınına karşı başlatılan mücadeleyle ilgili olarak Milliyet haberinde nasıl ayrıntılara yer vermiş:
Türkiye’de yetişkinlerin tütün ürünü kullanma durumu konusunda bilgi elde etmek ve bu konuda karar alıcılara ve araştırmacılara veri kaynağı oluşturmak amacıyla Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen Küresel Yetişkin Tütün Araştırması (KYTA)’na göre:
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin 2008 yılında yüzde 31,2’si (16 milyon kişi) her gün veya ara sıra tütün ürünleri kullanırken, 2012’de bu oran yüzde 27,1’e (14,8 milyon kişi) düştü ve tütün ürünü kullanma sıklığı yüzde 13,4 oranında azaldı.
Araştırmaya göre, tütün ürünü kullanan 10 kişiden 6’sı sigarayı bırakmayı düşünüyor. Tütün ürününü bir ay içinde bırakmayı düşünenlerin oranı yüzde 12,9, 12 ay içinde bırakmayı planlayanların oranı ise yüzde 35,4 olarak belirlendi. Araştırmanın değerlendirme bölümünde ise şu görüşlere yer verildi:
“Tütün ürünlerinin tüketimi açısından ortaya çıkan net sonuç, Türkiye’de tütün kontrolü yasalarının ve Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planının etkin uygulandığına işaret etmektedir. Bu sayede, tütün ürünü tüketenlerin sayısı 2008’den 2012’ye 2 milyon 200 bin kişi azalmış, kullanım sıklığı yüzde 4,1 gerilemiştir. Sigara kullanımındaki en belirgin azalma gençler ve az eğitimli kişiler gibi fiyat artışına duyarlı kesimlerde olmuştur.
Kapalı alanlarda sigara içme yasağı, etkisini göstermeye devam ediyor. Bu yılın ilk 6 aylık döneminde içilen sigara miktarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 azalarak 41 milyar 779 milyon 190 bin 560 adede geriledi. Bu rakam 2012’nin aynı döneminde 46 milyar 325 milyon 44 bin 100 adet düzeyinde bulunuyordu.
Son Not: Sigara salgınına karşı verilen mücadelede atılan adımlar için emeği olan herkesi tebrik ediyorum. Otobüslerde hatta uçaklarda bile sigara içilen, alışveriş merkezlerinin duman altı olduğu ülkemizde kararlılıkla bir mücadele verildi. Bu mücadele ailelere de örnek oldu. Sigara salgınından kendisini kurtaramayan birçok insan artık evde sigara içmiyor. Yasakların ilk 6 yılında ulaştığımız nokta hiç de fena değil. Gelecek 6 yılda daha fazla mesafe alacağımıza dair ümitli olmalıyız.