MIT araştırmacıları tarafından yapılan yeni bir çalışma, günlük hareket alışkanlıkları dikkate alındığında hava kirliliğine maruziyette önemli farklılıklar olduğunu gösteriyor. New York’un Bronx bölgesini araştıran bilim insanları, yalnızca ev veya işyeri konumlarına dayalı olarak kirliliğe maruz kalma hesabı yapan modellerin ötesine geçiyor. Bunun yerine, insanların gün boyunca nereye gittiklerini izlemek için mobil veriler kullanılarak çevresel kirleticilere maruz kalmalarına daha kapsamlı bir değerlendirme sağlanıyor.
Çalışma, günlük seyahat modelleri dikkate alındığında ince partikül madde (PM2.5) maruziyetinin yaklaşık %2.4 oranında arttığını tespit etti. Bu, PM2.5 parçacıklarının çapı 2.5 mikrondan küçük olup, solunum ve kardiyovasküler sorunlar gibi ciddi sağlık riskleri taşıdığı bilindiği için oldukça önemli bir bulgudur.
Araştırma ekibinde MIT’nin Senseable City Lab, Hong Kong Politeknik Üniversitesi ve Brown Üniversitesi’nden uzmanlar var. Bronx’taki kirlilik verilerini toplamak için New York City sivil hizmet araçlarına monte edilen güneş enerjili çevresel sensörler kullandı. Bu sensörler, partikül madde, sıcaklık, nem ve GPS verilerini ölçerek araştırmacıların kirlilik seviyelerini detaylı bir şekilde haritalandırmalarına olanak tanıdı.
Çalışma ayrıca, Bronx’taki insanların hareketliliklerini anlamak için 500.000 kişinin anonimleştirilmiş telefon kayıtlarını ve 500 milyon günlük konum kaydını izledi. Veriler, Bronx’un güneydoğu kesiminin, otoyollar ve sanayi ile yoğun şekilde nüfuslu bir alan olduğundan, en yüksek partikül madde seviyelerine sahip olduğunu ortaya koydu.
Özellikle, çalışma kirlilik maruziyetinde demografik farklılıklara dikkat çekti. Gelir farklılıkları, maruziyet seviyelerinde değişikliklere neden olurken, etnik farklılıklar daha belirgin hale geldi. Özellikle Hispanik (İspanyol) topluluklar, en yüksek maruziyet seviyelerinden bazılarını yaşadı, ancak bu topluluklar içinde de önemli varyasyonlar gözlemlendi.
Bu bulguların sağlık açısından sonuçları oldukça kritik. New York City’nin en kötü hava kalitesine sahip olan Bronx, aynı zamanda diğer bölgelerden 2.5 kat daha yüksek astım oranlarına sahiptir. Çalışmanın yazarları, bu araştırmada kullanılan yöntemlerin gelecekteki çalışmalara uygulanabileceğini ve PM2.5 parçacıklarının ötesinde ek hava kalitesi tehlikelerinin de dahil edilebileceğini öneriyor.
Çalışma, mobil veri ve araçlardaki kirlilik sensörlerini kullanmanın, hava kalitesini daha doğru bir şekilde izlemek için maliyet etkin bir yol olma potansiyelini açıkça gösteriyor. Mevcut altyapıdan yararlanarak, şehirler hava kirliliği farklılıklarını daha iyi anlamak ve ele almak için kapsamlı izleme sistemleri uygulayabilir. Bu yaklaşım, çeşitli çevresel toksinlerin ve bunların halk sağlığı üzerindeki etkilerinin yeni analizlerinin önünü açabilir.